Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono.
   
  SIMA XÊR AMÊ! DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ!
  DÊSİM YAŞLILARI
 


DÊSİM YAŞLILARI, ERMENİ, QOÇKİRİ, PİRAN VE DESİM KATLİAMLARINI ANLATIYOR
Konuşanlar: Memedê Kolu, Niajni Zeynebe, Hesenê Çhergü, Veyva Çê Satoli (Şatoğlular’ın gelini)

Röportaj: Heqie MERGARIJİ (Hakkı Çimen)

Özelde Dêsimlilerin (Dersimlilerin), genel olarak Zazaların tarihi, Zazalar tarafından yazılmadı. Bu nedenle tarihimiz, kimliğimiz, dilimiz, inancımıza dair, genel olarak halkımıza dair yazılanlar doğru değildir.
Osmanlı devletinden sonra Türk devleti de, Zazaların tarihini, kimliğini, kültürünü, kendi politikasına, idelojisine, devletin çıkarına en uygun savsatalar şeklinde yazdı, yazdırdı, yaydı.
Kurmanc (Kürt) organizasiyonları da, halkımızın tarihini, kimliğini, kültürünü, Kurmanc milliyetçiliğine malzeme yapmaya devam ediyor. Ermenilerden Andranig, halkımızı, kendi dünya görüşüne uygun yazmış. Diğer yandan bazı Avrupalı misyonerler de, Zaza bölgelerinden geçerlerken, Zazalar üzerine eksik, temelsiz, ya da yarım yamalak raporlar yazmışlardır.

Genel kabul, medeniyet yazıyla, yani yazmakla başlar. Zaza Halkı çok güçlü bir sözlü anlatım geleneği ve yeteneğine sahiptir. Buna karşın biz Zazalarda ne yazık ki yazma alışkanlığı ve becerisi çok geç başlatılmıştır. Bu nedenle her bakımdan bugün karanlıktayız.

Son yüzyılda Türk devletinin, katliam ve işgal sonrası uyguladığı aşırı baskı, takip, çok yönlü asimilasiyon, halkımızda (özellikle genç kuşaklarda) çok derin hafıza kaybına neden olmuştur. Kurmanc ve sol örgütlerin sürdürdükleri politikalar, devleti desteklemiş ve halkımızdaki hafıza kayıbını daha da derinleştirmiştir. Bugün Zazaların, karanlıkta gayesiz ve gelişigüzel hareket etmelerinin bir üçüncü nedeni de budur.

Hafıza kayıbına karşı durmanın en iyi yöntemi, daha yaşayan Dêsim yaşlılarını arayıp bulmak, onlarla geçmişimiz üzerine konuşmaktır. Ancak bu şekilde karanlıktaki meseleler az da olsa aydılığa çıkarılabilir. Ancak bu şekilde yabancıların tarihimiz, kimliğimiz, dinimiz, dilimiz, sosyal yaşantımız üzerine yazdıkları gayeli, saçma, uyduruk, eksik informasiyonlar, bir parça da olsa zararsız hale getirilebilir, eğemen güçler tarafından bilinçli olarak yaratılan hafıza kayıbı bir nebze de olsa azaltılabilir.

Ermeni -Asuri Katliamlarının aydınlığa çıkması, (bu katliamlarla Zaza Katliamlarının önü açıldığından) tarihimizin aydınlatılmasında çok önemli bir yere sahiptirler. Acaba dedelerimiz, Ermeni Katliamı esnasında Ermenilerden yana mı, devletten yana mı tavır koymuşlar? Türk devleti, Ermnei-Asuri Katliamlarını başarılı yapamasaydı, Qoçkiri, Piran ve Dêsim (Zaza Katliamları) Katliamlarını başarabilir miydi? Zaza Katliamları, Ermeni-Asuri Katliamlarının devamı mıdır?

Bu röpörtajda birkaç yaşlı Dêsimliyle sözünü ettiğim konularda konuştum. Ben, Memedê Kolu, Niajni Zeynebe ve Hesenê Çhergü’yle aynı köydenim. Veyva Çê Satoli, Xozat’ın Şine köyündendir.

XAL MEMEDÊ KOLU VE EŞİ NİAJNİ ZEYNEBE DÜNYALARINI DEĞİŞTİRDİLER.

Xal Memedê Kolu, 2002 senesinin Eylül ayının sonlarında dünyasını değiştirdi. Aradan yalnız iki ay sonra da Memedê Kolu’nun eşi Niajni Zeynebe onu takip etti. Devletin icat ettiği ve özellikle 1984-2000 seneleri arasında yoğunlaştırdığı çok yönlü teröre dayanamayan birçok Dêsimli yurdunu terketmek zorunda bırakıldı. Doğup büyüdükleri topraklardan kaçan diğer Dêsimliler gibi Memedê Kolu ailesi de 1980’lerin ikinci yarısında Bursa’ya yerleştiler. Memedê Kolu ve eşi de diğer sürgünde ölen birçok Dêsimli gibi, sürgün gittikleri yerde gömüldüler.
Öyle ki, aslına bakılırsa bu yaşananlar, devlet tarafından halkımızın maruz bırakıldığı en yoğun ve en tehlikeli sürgündür. Devlet bu şekilde Dêsim’de çoğunluğu oluşturan Zaza nüfüsu da azaltmak, çok yönlü asimilasiyonu daha da hızlandırmak amacındadır.
Devletin sinsiliğinin farkında olan bir hayli Dêsimli da –ne pahasına olursa olsun- ölülerini Dêsim’de gömmeye gayret gösteriyorlar.

1. BÖLÜM
MEMEDÊ KOLU VE NİAJNİ ZEYNEBE ANLATIYORLAR

Ben bu röpörtajı 2001 yılının Ağustos ayında Anatolia’nın Bursa ve Yalova şehirlerinde yaptım. Memedê Kolulara konuk oldum. Yaban ellerde de Memedê Kolu’nun suyu, ekmeği, tuzu bana nasip oldu. İstiyorum ki yediklerim içtiklerim bana helal olsun. En çok da bu nedenle kasete yapmış olduğum kayıtlara bağlı kalarak, röportajın otantikliğini bozmamaya dikkat edeceğim.

Memedê Kolu, şu anda çok yaşlıdır. Bu nedenle bazen konuştukları tam anlaşılmıyor. Diğer yandan sohbetimiz esnasında eve sürekli tanıdıklar, akrabalar girip çıktılar. Bizim kouştuklarımızın arasına başka konular da girdi. Bu faktörlerden ötürü, bazı meseleler tam açıklanamadı, eksik kaldı. Teyip bandına meseleleri gelişigüzel kayıt yaptığımdan, bant çözümünden sonra sadece yazıdaki yerlerini değiştirerek, müşterek meseleri bir araya getirmeyi uygun buldum.
*
H. MERGARIJİ: Dayı, bize kendini tanıtır mısın?

MEMEDÊ KOLU: Benim adım Memedê Kolu’dur. Ben yirmi dörtlüyüm (Hicri). Şimdi yüz, ya da yüz on yaşında varım. Ben yaşlıyım. Bizim köyde benim çağdaşlarımdan benim kadar uzun yaşayan olmadı.

A. ERMENİ KATLİAMI

H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamını hatırlıyor musun? Ermeni Katliamında atalarımızın günahı nedir, ne değildir?

MEMEDÊ KOLU: Ermenileri kırdıklarında ben artık büyüktüm. Ermeniler bizim aramızdaydı. Kör Mano’nun (Manuel) evi, Aliyê Gaxin evinin yanındaydı. Birkaç Ermeni ailesi de, bugün Hese Qojigilin arazisi olan Theza Hemcu’daydı. Ermeniler orada bostan ekiyorlardı. Henie Xece bölgesi de, derenin her iki yakasıyla tüm Mergarız Ermeni mülküydü. Aslında Ermenilerin değil, ağalarındı. Yarıcı Ermeniler ekip biçiyordu. Qızılkilise (Nazimiye) Ermenilerindi. Mergarız, Ermenılerın değil, Hemeçıku ve Loluların mülküydü. Dereaeri’den öte, Gavane Sorike’ye kadar Lolularındı. Phonu ve Hemug Hemeçukların arazisiydi. Kureyşanlıların köyü Dewa Khurêsu’dur. Mergarız’daki birkaç tarla Gulingilin, birkaçı da Xıde MewAliyê Bariegilin imiş. Arazi çok sonraları el değiştirdi.

H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamını nasıl hatırlıyorsun?

MEMEDÊ KOLU: Ermenileri kestiklerinde ben büyüktüm.

H. MERGARIJİ: Kac Yaşındaydın?

MEMEDÊ KOLU: Ben o zamanlar sekiz, dokuz ya da on yaşlarında vardım.

H. MERGARIJİ: Sence atalarımız Ermeni Katliamı esnasında Ermenilerin tarafını mı, ya da devletin tarafını mı tutmuş?

MEMEDÊ KOLU: Kardeşim, bizimkilerin çoğu devletin milisiydi . Milislerin de yardımıyla birçok Ermeni öldürüldü. Ama bir de Mergarız’da şöyle bir olay oldu. (isim anlaşılmadı) Mergarız’da kendine bostan ekiyor. Mıstê Hengi, o Ermeni’yi tüfekle vurup öldürüyor. Bunun üzerine Hesenê Qoji de tüfekle Mıstê Hengi omuzundan vuruyor. Diyor ki, sen bu Ermeniyi neden öldürdün? Bıraksaydın o kendikendiene, burayı terkedip giderdi. O sıralar Ermeniler, bizim oraları terkedip gittiler.

H. MERGARIJİ: Mergariz’da Mıstê Heng’in, Ermeniyi öldürmesi üzerine Hesenê Qoji, hangi nedenle Mıstê Hengi yaralıyor?

MEMEDÊ KOLU: Hesenê Qoji, Ermeninin malı için Mıstê Hengi vurmuyor. Ermeni Duz Qap o sıralarda Hesenê Qojigildeydi. Hesenê Qoji, Mıstê Henge diyor ki, Sen Ermeniyi niye öldürdün? Öldürmemeliydin. Bu nedenle ateş edip Mıstê Hengi kolundan yaralıyor. Seymomıde Qojigil, öküzleri toplayıp Peyê Boni’deki (‚evin arkası’) (şimdi Sa Uşêngilin (Şah Hüseyin) arazisi) araziyi ekime hazırlıyorlar. Bu işi uygun bulmayan köylüler, Seywes ve Dursê Momçilere giderek, Qojigilin yaptığını protesto ediyorlar. Seywes, Dursê Momçi ve diğerleri Peyê Boni’i ekmeye çalışan Hesenê Qoji ve Aliyo Bılısk!ın yanına giderek ekime engel oluyorlar. Bunun üzerine Hesenê Qoji, Siz bize böyle mi önderlik yapacaksınız? Diyerek, tüm aile Mergarız’dan Kımsor’a göç etti. Uşêne Qoji Kımsor’da vurularak öldürüldü. Bunun karşılığında Kımsorcıklar, Qojigile 100 altın ödediler. Mergarız’dan bir heyet Kımsor’a giderek Qojigili tekrar Mergarız’a getirdi. Ah, onların yeri cehennem olsun!

H. MERGARIJİ: Kimin yeri cehennem olsun?

MEMEDÊ KOLU: O dönemdeki Kureyşanlıların.

H. MERGARIJİ: Yani sence onlar günahkar mıydı?

MEMEDÊ KOLU: Ah, hayır!

H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamından ötürü bunlar günahkar mıdır?

MEMEDÊ KOLU: Ermeni Katliamını devlet yapmış, yaptırmış. Ben diyemem ki, bizimkiler de Ermenileri kesmiş. Ben çocuktum o zamanlar. Sonraları bizimkiler birbirlerini çekemeyince, falanca kişi ya da aileler Ermenilere yardım etmiştir, diye devlete jurnalliyorlardı. Mesela Fazli, Ivraime Hesen’i böyle devlete şikayet etti. Kim kötülük yaptıysa belasını buldu. Kureyşanlılar da belasını buldu.

H. MERGARIJİ: Sen „Sewdin” lawkını (şarkı) biliyor musun? O lawıkta neler anlatılmak isteniyor?

MEMEDÊ KOLU: O lawık Mıstefa Beg’inkidir. O Kudızlı şair cephede öldürülüyor. „Sewdin’o Sewdin’o/ Tede tıfong erjino/ Sayder’ biare şia viale/ Kerda ho verra saat u sale (...) Mıstefa Beg, milis komutanıydı. (bazı sözler anlaşılmadı).

H. MERGARIJİ: Desımliler o sıralarda Ermenilerle savaşmış mı?

MEMEDÊ KOLU: Katliam esnasında Rus ordusu Dêsim’e kadar geldi. Bazı Ermeniler, Rus ordusunun tarafına geçtiler. Dêsimli milisler, devletin yanında Ermeni ve Rus birliklerine karşı savaşarak, Rus ve Ermeni ordusunun İç Dêsim’e girmesini engellediler. Rus ordusu Erzincan ve Pulemuriye’i işgal edince oradaki Çarekızlar kaçarak gelip iki sene boyunca Phonu ve Mergarız’daki ailelere sığındılar. Mıstefa Beg de kaçarak Xoserk’e geldi. Ermeni ve Rus ordusu geri çekilince onlar da gerisin geriye köylerine döndüler.

H. MERGARIJİ: Mıstefa Beg de mi köylerini terkedip kaçmış?

MEMEDÊ KOLU: Evet, Mıstefa Beg de, Rus ordusunun o bölgeyi işgal etmesi üzerine, köylerni brakıp, İç Dêsim’e kaçtı. Rus ordusunda Ermeni birlikleri de vardı. Mıstefa Beg’in konağını yakıp, mezarları yıktılar. Mıstefa Beg bu nedenle bizim bölgelere çekildi. Mıstefa Beg, Türk devletine bağlı olan Dêsim yerlilerinden oluşturulan milis komutanıydı. Herşey (para, silah, cephane, tam yetki) onun eline verilmişti.

H. MERGARIJİ: Bu yerli milislere bir maaş veriliyor muydu?

MEMEDÊ KOLU: Babam! Parayı milisler değil, aşiretin ileri gelenleri (ağler) alıyordu. Herşey Mıstefa Beg’in elinde mevcuttu. Devlet, Mıstefa Beg eliyle bunlara (ağler) para, silah ve cephane veriyordu.

H. MERGARIJİ: Veteriner Nuri Dersimi, kitabında (Hatıratım) ima ediyor ki, devlet, Ermeni Katliamı esnasında Hacı Bektaş Tekkesinin postnişini Cemalettin Efendi’yi rütbelerle donatıp Erzincan’a gönderiyor. Devletin amacı, Alevilik ayağını Cemalettin Efendi’ye kullandırarak, Dêsimın silahlı kuvvetlerini devletin tarafına kazandırmak. Sen bu konuda neler biliyorsun?

MEMEDÊ KOLU: Ben bunları duymadım. O zamanlar Fransızlar mıransızlar bütün Anatolia’yı kendi aralarında paylaşıyorlar. Ataturk, Xozat’a gelip Diyap Ağa’nın kolunun altına girip demiş ki: „Vatan elden gitti. Sen ne diyorsun?“ Diyap Ağa da demiş ki: „Ölürüz, toprağımızı vermeyiz.“ Bunun üzerine Ataturk, Diyap Ağa’nın kolunun altına girerek, onunla resim çektirmiş. Oradan Ataturk Erzincan’a gitmiş, her yeri dolaşmış. Ataturk bu Fransızları mıransızları kovmuş. Ataturk, bir mehdiydi. Ali gibi o zaman hepsini kesti. Ataturk yeniden aldı. Otuz iki padaişahı bir gecede aldı, suya döktü, balıklara yem yaptı, hepsini yaktı ki, kimse onların cesetini bulmasın. (Bu sözler anlaşılmadı. H.M.)
Ataturk, hepsine dedi ki: „Gelin gidin Ermeni mülküne yerleşin.” Nazımiye’de ve her yerde ilan ettirdi ki: „Erzincan’da Ve Xarpet’de (Harput) Ermeni mülkü bomboş duruyor. Bu dağları bırakın gidin oraya yerleşin.” ( Bazı sözler anlaşılmadı.) Bazılarını müdür yaptı, gene de kimse (rahat) durmadı.

H. MERGARIJİ: Türk devleti, Ermeni ve Asurileri kestikten sonra bizim halkımızı kesiyor. Sen bu konuda neler söyleyebilirsin?

MEMEDÊ KOLU: Evet, devlet önce Ermenileri katletti. Ben, Ermeni Katliamını hatırlıyorum. Ermenilerin ileri gelenleri, zenginleri, o zamanlar Eleziz’de (Xarpet) yaşıyorlardı. Eleziz/ Beşqardaş’ta beş Ermeni kardeş, yanyana beş tane konak yaptırmıştılar. Herkes, Markogil diye anılan bu Ermenilerin konaklarını övüyordu. Şimdi oraya sinama yapmışlar. Ataturk zamanında Ermeniler katledildi. Birkaç yıl aradan sonra devlet Qoçkirilileri, onların ardından Çewlıg (Bingöl) Zazalarını kesti. Onlardan sonra da Desım’de katliam yaptı.

B. PİRAN/ ÇEWLIG ZAZALARININ KATLİAMI

H. MERGARIJİ: Devlet, neden Ermeni/ Asuri Katliamının ardından önce Qoçkiri, ardından Piran/Çewlıg/Palu ve en son Dêsim’de katliam yapıyor?

MEMEDÊ KOLU: Çewlıg Zazaları da (hukuklarını korumak üzere) devlete karşı direnişe geçtiler. Şeyh Said, Diyarbekir’i kuşattı. Eleziz’i aldı. Dedi ki: „Dêsim’i de alacağım. Bu defa da ben Ataturk olacağım.“ Ataturk, hepsini kesti. Ataturk Dêsimlilere dedi ki: „Ben size af çıkardım. Size okullar açacağım. Dêsimlilar, okulları Kabul etmediler.“ Aslında Dêsimlilar birbirlerini kestiler. (Bazı sözler anlaşılmadı.) Ataturk de hepisini kesti.

H. MERGARIJİ: Sen, Piran / Çewlıg Zazalarının Meselesini (direnişini) nasıl hatırlıyorsun?

MEMEDÊ KOLU: Piran/ Çewlıg Zazalarının Direnişleri esnasında ben ve senin amcan Rıza (Heqie Mergarıj’ın) devletin milisiydik (Palu/ Çewlıg Zazalarına karşı). Bertale Aliyê Uşên’i ve digerleri de milisdiler. Biz Peri Suyunun bu yakasında, direnen Zazalar da karşı taraftaydılar. Biz sonunda birbirimizle kavagaya tutuştuk. Biz önce Kimer köyünü, oradan da Palu’yu kuşattık. Bizden sonra da Türk askeri Palu’ya girdi.

H. MERGARIJİ: Sizin (Dêsimliların), Çewlıg/ Palu Zazalarıyla olan düşmanlığınızın nedeni neydi? Siz neden onlara saldırdınız?

MEMEDÊ KOLU: Sehy Said’in emrinde Piran /Çewlıg/ Palu Zazaları (Müslüman Zazalar), devlete silahlarını doğrultarak Diyarbekir’i, Eleziz’i aldılar. Onlar Şeyh Said ya da onun adamları) gelip Desım’de Sey Rıza’ya meiman oldular. Sey Rıza’ya dediler ki: „Gelin bir olalım. Türkleri yenip, kovalım.“ Sey Rıza diyor ki: „Olur, birleşelim.“ Sey Rıza’nın adamları davar kesip hazırlık yapıyorlar. Bunlar diyor ki: „Biz, sizin kestiğinizi yemeyiz.“ Bunun üzerine Sey Rıza da diyor ki: „Siz, bizim kestiğimizi yemezseniz, biz nasıl sizinle bilik olabiliriz ki!“ Sey Rıza bu cevapla onlarla herhangi bir işbirliğine girmiyor. Bu şekilde bizler, devlete milis olduk. Palu/Çewlıg Zazalarına karşı savaştık. Biz Palu’yu alınca, ondan sonar Türk askeri geldi, girdi Palu’ya. Bizler evlerimize döndük. Ondan sonra direnenler asıldı kesildi.

H. MERGARIJİ: Anlatıyorlar ki, o sıralarda Malatya Alevileri de Eleziz tarafından Şeyh Said kuvvetlerine saldırmış. Sen de duydun mu ?

MEMEDÊ KOLU: Ben bunu duymadım.

H. MERGARIJİ: Şeyh Said ve Sey Rıza anlaşabilmişler mi?

MEMEDÊ KOLU: Hayır, Şeyh Said ve Sey Rıza anlaşamamışlar. Devlet, Şeyh Said ile oğlunu astı. Sey Rıza da Kurulara (Palu/Çewlıg’ın Müslüman Zazaları H.M.) saldırdı. Sonra da aynı devlet, Sey Rıza’yı takibe aldı. Devlet, bizi, Mıstefa Beg’in vasıtasıyla milis yaptı. Verilen emir üzerine biz, Sey Rıza’nın köylerine saldırıp yaktık. Biz köyleri möyleri yaktıktan sonra devlet af çıkardı, dedi ki: „Gelin askerliğinizi yapın! Size okullar yapacağız. Okuyun! Sizlerin (buraların) arazisi azdır. Gelin, gidin Erzincan’a, Xarpet’e mal mülk sahibi olun!“ Dêsimlilar kabul etmediler.

H. MERGARIJİ: Siz hangi nedenle gidip Sey Rıza’nın köylerini yaktınız?

MEMEDÊ KOLU: Demananlılar ve Haydaranlılar bir oldular, gidip köprü yaktılar, karakol yaktılar, devletin askeriyle savaşa tutuştular. Devlet emir verdi, bizi oralara sevk ettirdi, dedi ki: „Gidin Sey Rıza’nın köylerini yakın, yıkın!“ Devlet, biz yerli mlisleri kullanarak, Dêsim aşiretlerini biribirine vurdurarak, aşiretlerin birleşmesni, beraber hareket etmesini engellemek istedi. Ve bu işi başardı da. Köyleri yakmakla devlet aşiretlerin arasını açarak biribirine vurdurdu. Dêsim’de herkes birbirinin kuyusunu kazmaya başladı. Devlet, aşiretleri biribirine düşürdükten sonra ordusunu sevk ederek mileti kesti. Öyle yaptı ki, bir daha Dêsim Aşiretleri hiç bir zaman birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesinler.

C. DESİM KATLİAMI

H. MERGARIJİ: Türk devleti, 1937/38 senelerinde Dêsim’de halkımızı genç, yaşlı, çocuk, bebek, sağlam hasta ayırımı yapmadan katletmiş. Bu konuda neler anlatabilirsin?

MEMEDÊ KOLU: Aliyê Gaxi ile Usê Nare gidip o aşağıda Usê Bese’nin evinde yumurta yiyorlar. Bizim Seymomıd da o esnada oradaymış. Ben askerdim. Gece Haydaranlılar, Alanlılar ve Demananlılar gelip karakolu da, içindeki askerleri de yakıyorlar. (bazı sözler anlaşılmadı) Devlet de gece asker sevk etti. Alay alay asker dağa çıktı. Ondan sonra asıl Dêsim Katliamı başladı. Biz (Dêsimlilar) hatalar yaptık. Biz kendi elimizle yaptık.

H. MERGARIJİ: Dêsim Katliamının asıl nedeni nedir?

MEMEDÊ KOLU: Abdullah Paşa , orada karakol yaptırdı. Karakolu Usıvu mıntıkasına götürdü. Usıvu, karakolu kendi mıntıkalarınadan çıkardılar. Devlet, köprüyü de götürüp Demananlılar mıntıkasının önüne yaptı. Köprüyü yaktılar. Bunun üzerine oaralara asker sevk edildi. 25. Alay, Demananlılar üzerine yürürdü. Dört asker kurtuldu. Gerisi bu çarpışmada öldürüldü. Bunun üzerine tüm 3. Ordu Dêsim’e saldırdı. Ve asker halkı kesmeye başladı. Ah! Ah! ... Kök söktüler. Büyük katliamda hepsini kestiler.

H. MERGARIJİ: Sen, Sey Rıza’yı yakından gördün mü?

MEMEDÊ KOLU: Evet gördüm. Sey Rıza’yı astıklarında ben, bizim köyden Hese Qoji’nin oğlu Alxıdır’la orada askerdik.

H. MERGARIJİ: Nerede askerdiniz?

MEMEDÊ KOLU: Sey Rıza’yı, Xapet’de astılar. Biz de oarada askerdik.

H. MERGARIJİ: Sey Rızaları Xarpet’de astıklarında, senle Alxıdır orada askerdiniz?

MEMEDÊ KOLU: Evet, biz Xarpet’de askerdik. O günlerde Xarpet’deki hükümet binasına „Tunceli Mahkemesi“ adını takmışlardı. Sey Rıza’ın yaşı çok yüksekmiş. Bu nedenle hakim demiş ki „Bu adam çok yaşlı, kanunen biz bunu asamayız.” (bazı sözler anlaşılmadı) Sabahın erken saatlerinde Alxıdır, benim yatağıma gelerek dedi ki: „Kardeş çabuk kalk! Hepsini asmışlar!” Ben kalktım. Alxıdırla gittik ki, o kuru üzüm, pestil satılan bu taraftaki Sele Meydanında her iki Demenız’ı asmışlar. Her ikisinin de dilleri dışarıya sarkmıştı. Biraz yukarıdaki büyük meydana gittik ki, orada en ön tarafta Sey Rıza’yı, onun arkasında Seyd Uşên’i, hemen onun da arkasında da Fındıq’ı asmışlar. Bu üçünü aynı meydanda asmışlardı. Sey Rıza’nın oğlu Uşên’le Hese İve Qıj’in oğlunu da Odun Meydanında (bazı sözler anlaşılmadı) asmışlardı. Bir süre asılanların durduğu meydanlar arasında gittik geldik, baktık.
Akşama dediler ki: „Ataturk geliyor.“ İstasiyona kadar halı serdirmek için bölüklerden adam toplayıp götürdüler. Biz gitmedik. Dediler ki: „Ataturk, istasiyondan gelip hükümet binasına geçiyor.“ Sonunda Ataturk geldi.
Bu yedi adam, Dêsim’in ileri gelen aşiret liderleriydi. Devlete karşı iş yapan kadroydu. Öğleden sonra asılan yedi kişinin cesetlerini arabaya koyup Hanköy’üne götürdüler. Orada yakıp bir çukura attılar. (Memedê Kolu, acısından burada çok sinirlendi. H. M.) Devlet, diğerlerine de hapis cezası vererak, dedi ki: „Gidin hapiste çürüyün!“ Onlar gitti hapiste geberdi, götürüp çöpe attılar. Diğerlerini de sürgüne gönderdiler.

H. MERGARIJİ: Asılanların cesetlerini yaktıklarında sen de gördün mü?

MEMEDÊ KOLU: Evet, ben de oradaydım. Sey Rıza, uzun sakallıydı. O zamanlar bunların lideri Uşênê Seydi’di. Uşênê Seydi, Kureyşanlı’di ve akıllıydı. Hepsini astılar.

H. MERGARIJİ: Sen hiç Uşênê Seydi ile konuşabildin mi?

MEMEDÊ KOLU: Babam, sen ne diyorsun, Aliyê Gaxin oğlunun eşyalarını getirdiklerinde, ben de gece gündüz Uşênê Seydi’nin evindeydim. Ama Xarpet’te onları astıklarında tabii ki bizi Uşênê Seydi’nin yanına sokmadılar.

H. MERGARIJİ: Uşênê Seydi’nin suçu neydi?

MEMEDÊ KOLU: Lalao! Uşênê Seydi, o zamanlar Kureyşanlıların en asillerindendi. Köprü yakılmış. Devletin köprüsü yakılmış. Devletin askerleri öldürülmüş. Devlete karşı çıkılmış. Devlete kurşün atılmış. Koo Sur’da asker öldürülmüş, devletin alayı yok edilmiş. Devlet gitmiş (devletin otoritesi vurulmuş H.M.). Bunlara rağmen Uşênê Seydii sağ bırakırlar mı?

H. MERGARIJİ: Uşênê Seydi ile Sey Rıza beraber mi, ya da birbirlerinden ayrı mı devlete karşı durmuşlar?

MEMEDÊ KOLU: Kardeşim, iyice dinle: Usênê Seydi, bir Kureyşanlı büyüğüydü. Sey Rıza da, Avasu büyüğüydü. O zamanlar Usıvu (Yusufan) Aşiretinin lideri Qemer Ağa, Demenu (Demenan) Aşiretinin lideri de Cibrail Ağaydılar. Heyderu (Haydaran) Aşiretinin liderinin adı da Qemer Ağaê Heyderu idi. Asılanların dışındaki altı lideri getirip Xarpet’te hapise attılar. Bunlara ağır iskenceler yapıldı. Bunlara otuzar sene hapis verdiler, hakaretler ettiler. Hemen hepsi de hapiste öldüler. Bunlar da aşiret liderleriydi.

H. MERGARIJİ: Bazılarına göre Aliyê Gaxi, bazılarına da göre de Uşênê Seydi o zamanlar Kureyşanlı Aşiretinin lideriymiş. Sence kimdi?

MEMEDÊ KOLU: Babam, Uşênê Seydi, Kureyşanlı Aşiretinin lideri değildi. Ancak Uşênê Seydi, Kırmanciye’de (Dersim geleneğinde) en akıllılardandı (diplomat H. M.). Kureyşanlı Aşiretinin lideri Ali Efendi, yani Ali Qoç’tu. Hese Qoç ve Çê Aliyê Gaxi (bazı sözler anlaşılmadı).

H. MERGARIJİ: Devlet, neden Sey Rıza’dan korkuyordu?

MEMEDÊ KOLU: Sey Rıza, dünyaya gözlerini açtığı zamandan bu yana, hiç bir zaman Türk devletini tanımamıştır. Sey Rıza, Desım reisiydi. Sakallıydı. Sakalı uzundu. Uzun boyluydu. Boyca Bertalê Aliyê Uşêni gibi uzundu (Bertalê Aliyê Uşêni, beş sene önce tahminen 90 yaşını geçkin haka yürüdü. Boyu, 1,85 ile 1,90 cm vardı. H. M.).

Ç. ALİYÊ GAXİ

H. MERGARIJİ: Duyduğuma göre Ermeni Katliamı döneminde Aliyê Gaxi, Qızılkilise’de ve Mazgerd’de hükümet binasını ve karakolu yakmış. Ve bu ilçelerde Türk hükümeti ortadan kaldırmış. Bu olay üzerine devletin ordusu bu bölgeleri basmış. Aliyê Gaxin annesi, dağa mağa kaçıp saklanmamış. Askerler, bu kadını yakalayıp, Henie Hopıke’de bir söğüt ağacına bağlayarak, hakaret edip kirletmişler. Bu mesele hakkında bildiklerini anlatır mısın?

MEMEDÊ KOLU: Devlet af çıkardı. Aliyê Gaxin annesi, Kemerê Duzgıni’dan (Bonê Çeli, Çıladerıke) aşağıda büyük kayanın orada yaylada iken (bize komşu olan) kızını ziyarete geldi. O yeğeni Dursnali iel berberdi. Dursnali ölünce o da hastaydı. Teyzem, Aliyê Gaxin annesine „roneni“ pişirdi. Ama o yemedi. Ben, onun için pişirilen roneni yedim. Çünkü Aliyê Gaxin annesi hasta ve yataktaydı. Aliyê Gaxin kızkardesi, annesine dargındı. Bu nedenle annesini ziyaret etmedi. O da o günlerde öldü. Onu ve Dursnali’yi götürürp Sorike’de gömdüler.

H. MERGARIJİ: Sen, Aliyê Gaxin annesini nasıl hatırlıyorsun? Bize biraz tanıtır mısın?

MEMEDÊ KOLU: O uzun boylu, kavak gibiydi. Bir defasında Dêsim’i basan asker, kadınlarımıza çok hakaret etmiş, ırzına geçmişti. Ancak bidiğim kadarıyla Aliyê Gaxin annesine dokunmamışlardı.

H. MERGARIJİ: 1937’den önce „Gola Dêsımi’de“ (İç-Dersim’de), devletin hükmü (otoritesi) var mıydı ?

MEMEDÊ KOLU: Babam zamanında Kızılkilise Ermenilerindi. Devlet o zamanlar ancak Mazgerd’den öteye hüküm edebiliyordu. Mazgerd’den öteye (Kuzey Dêsim, İç Dêsim, Doğu Dêsim H. M.) hükümet yokmuş. Devletin hükümeti, Aliyê Gaxi döneminde bu bölgelere girmeye çalışmış. Devlet, bu dönemde Kureyşanlı Aşiretini çok katlediyor. Bunun üzerine Aliyê Gaxi, emrindeki birliklerle Ğerzık’taki Khalü Mezarlığında Türk askerlerini çembere alıyor. Qit, -Kureyşanlı aşiretinden olan Qit’in hangi Kureyşanlı hezbetinden olduğunu bilmiyorum- kılıcını çekerek askerin arasına dalıyor. Aliyê Gaxi diyor ki: „Qit, askerin arasına dalmış, kimseyi (sağ) bırakmıyor.“ Orada Türk askerleri yeniliyor. Bu kavgada Kureyşanlı aşiretinden Momıde Seydali, Khaliyê Şa Uşêni, Dewres Sıleman ailesinden çok kişi ölüyor. Bir çok ileri gelen adam orada hayatını kaybediyor. Seymomıdê Durşi, Kemerê Duzgıni’de vuruluyor. Bu kavgadan sonra devlet, Qızılkilise’de (Nazımiye’de ilk kışlayı yapıyor.

H. MERGARIJİ: Sey Rıza ile Aliyê Gaxi’n arası nasıldı?

MEMEDÊ KOLU: Aliyê Gaxin kız torununu (oğlunun kızı), Zendel Çaus ailesinden birine verdiler. Kızın ceyzini getürdüklerinde, Pertage’nın yukarısında Avasu aşiretinin silahşörleri, ceyize el koymuşlardı. Bu olay üzerine Aliyê Gaxi, dolaşarak ileri gelenlerle görüştü. Sonunda Uşênê Seydi’in evine gitti. Aliyê Gaxi, Uşênê Seydi’e ve diğer ileri gelenlerden şunu talep etti: „Oğlumun kızına hediye ettiklerini Avasu aşiretinden geri alalaım.“ Toplanalar arasında, Avasu aşiretine saldırmak için fikir birliği oluştu. Avasu köyü Halborie tarafımızdan kuşatıldı. Avasu silahlı güçleri de diğer tarata mevzilendiler. Avasu, elçisi bizim tarafımıza gelerek: „Halborie’yi yakmayınız! Sizin eşyalarınızın, -iğneden ipliğe kadar- her bir tanesi için yedi katını (geri) vermeye hazırız.“ Bunun üzerine biz Halborie etrafındaki ablukayı kaldırdık. Gün belli ettiler ve ceyzi tekmil geri verdiler. Hediye olarak Aliyê Gaxi’n oğluna bir kısrak ve silah verdiler. Sey Rıza, Şixseniz (Şeyh Hasan)’di (Abasanlıydı, H.M.). Aliyê Gaxi, Dewa Khurêsu’de oturuyordu. Kureyşanlı aşiretinin sermianı (lideri) Ali Efendi’yle Uşênê Seydi’di.

H. MERGARIJİ: Aliyê Gaxi, bize biraz tanıtır mısın? Boyu posu, huyu suyu nasıldı?

NİAJNİ ZEYNEBE: Aliyê Gaxi, boyca kısaydı. Senin dedenin boyunda (benim dedem 1,65-170 cm. kadardı. H. M.) vardı. Türkçe mürkçe bilmiyordu. Sakalı gür ve siyahtı. Ama uzun değildi. Çok gür bir sesi vardı. O bağırınca, sen zanederdin ki, yer sarsılıyor.

MEMEDÊ KOLU: Aliyê Gaxi, Hewse Dewa Khurêsu’dan bağırarak birini çağırınca, biz Phonu’da zanederdik ki, Aliyo Gax yakınımızda, yanıbaşımızdadır. Hep bir kısrağa biniyordu. O kısrağı parasız almıştı. Kırmanciye dönemiydi. Dêsimlilar, silahlanıp devlete karşı duruyorlardı. Haq (tanrı) bunlara akıl vermemişti. Devletin arkasında ordu vardı. Tek kurşun atan tüfekle devletin ordusuna kurşun atıyorlardı.

H. MERGARIJİ: Türk devleti, neden Aliyê Gaxi Ailesinin tüm fertlerini bir defada kurşuna diziyor?

MEMEDÊ KOLU: Evet. Devlet, Aliyê Gaxgilin tümünü katletti. Küçük büyük, bebek çoluk çocuk hepisini kurşuna dizdiler. Nedeni: Aliyê Gaxi, hükümeti ortadan kaldırdı. Mevsim kıştı. Aliyê Gaxi, Nazmiya ve Mazgerd’de hükümet binalarını yaktı, mallarına el koydu. Memurları, devletin tarafına saldı. Bu olaylar esnasında Mazgerd kaymakamı Polat öldürüldü. Orada Mursaê Aliyê Qoçi ve Aliyê Qoçi ailesinden birçok adam öldü. Memlie Hesenê Cıni ve Alü hezbetinden Murte Hamedi öldürüldü.
O zamanlar yol mol yoktu. Kış olduğundan ancak ilkbaharda ordu gelip bu bölgeleri işgal edebildi. Biz (halk) kaçarak, Heyderu Dağlarına sığındık. Ordunun eline düşen Dêsimliler, hemen oracıkta katledildiler. Aliyê Gaxi’n annesi orada (köyde) kalmıştı. Gelen ordu, Aliyê Gax’in konağını ve köyün tümünü içindeki malıyla yakmışlardı. Devlet, tekrar Nazmiye’de hükümeti kurdu. Aliyê Gaxi, artık karşıda mahkümdü (Heyderu Dağlarında mı hapiste mi anlaşılmadı. H. M.). Sonra devlet af çıkardı. Aliyê Gaxi, aftan önce Memedê Mursai ve Aldoştu ile Demananlı Aşiretinin bölgesine gitti. Demananlılar’dan SeydAliyê Fere Çeke’yi de yanlarına alarak Erzincan’daki Rus komutanın yanına gitti. Orada Rus komutana dedi ki: „Benim aşiretim var. Ben sana yol (Türk ordusuna saldırmak için, H.M.) veririm.“ Bunu üzerine Rus komutanı, Aliyê Gaxi’a bir miktar para verdi. Aliyê Gaxi bu paraları harcadi. Sonra milis komutanı olan Mıstefa Beg, Aliyê Gaxi ve Usıv Ağae Gerise’yi nahiye müdürü yaptı. Bu defa da devletin emrinde çalışmaya başladılar. Devletin milisi oldular. Mıstefa Beg, böyle yaptı ki, bunlar devlete karşı durmasınlar. 1938’de Usıv Ağae Gerise, kurnaz davranarak kurtuldu. Devlet, eski defterleri açtı, Aliyê Gaxi Ailesini kökünden kesti.

H. MERGARIJİ: Sen dedin ki, devlet „eski defterleri“ açtı. Nedir bu eski defterler?

MEMEDÊ KOLU: Aliyê Gaxi ve ailesini kurşuna dizdikleri gün, Mazgerd’deki paşa (Türk komutan), Aliyê Gaxi’a şöyle bir sorgulama yapıyor:
- Babanı öldürdüklerinde sen kaç yaşındaydın? Sen o esnada babanın yanında mıydın?
- Evet, ben babamla beraberdim.
- Sen nasıl kurtuldun?
- Kaçarak kurtuldum.
- Sen üç kasabada hükümet konaklarını yakarak, hükümet işlerini bozdun mu, bozmadın mı?
- Evet, yaptım.
- Sen, yanında tolıvın SeydAliyê Fere Chek ile Erzincan’daki Rus komutanını ziyarete giderek, ondan kara atın parasını aldın mı, almadın mı?
- Evet, aldım.
- Pekiy, bunlara rağmen devlet, seni nahiye müdürü yaptı mı, yapmadı mı?
- Evet, beni nahiye müdürü yaptılar.
- Sen, kız torunun ceyizi için Sey Rıza’nın üç köyünü yakıp yıktın mı? Torunun ceyizini geri alırken, bir de Sey Rıza;nın oğlunun kısrağını aldın mı, almadın mı?
- Evet, aldım.
- Suli Ağa yedi sene Demananlılar aşiretiyle savaştı. Devlet, Suli Ağa’nın torununa bir karakol teslim etti. Pekiy, Siz neden o gece karakolu yaktınız ve Usê Besegilde yumurta yemeye gittiniz? Seni gavur oğlu gavur! Senin ki artık buraya kadar!

Bu sorgulamadan sonra Aliyê Gaxi, aile efradıyla birlikte götürürp o aşağıda kurşuna dizdiler.

D. SON ASIRDAKİ MERGARIZ İLERİGELENLERİ

Ben, bu bölümün Türkçe tercümesini burada vermeyi gerekli bulmadım. Bu bölüm 2002 baharında internetteki „Zaza sayfalarında“ ve PİR’in 16. sayısında Zazaca olarak yayınlandı. İlgi duyan okurlar bu yayınlara başvurabilirler.

2. BÖLÜM
HESENÊ CHERGÜ ANLATIYOR

Hesenê Çhergü de Mergarızlı, şu anda 80-85 yaşlarındadır. Kendisiyle yapmış olduğum röpörtajı kasete alamadım, ama söylediklerini anında yazdım.

H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamında atalarımız kimden yana tavır aldılar? Bu katliamda atalarımızın günahları ve sevapları nedir, ne değildir?

HESENÊ ÇHERGÜ: Atalarımız, Ermeni Katliamında elbette günah sahibidirler. O dönemde halkımızdan birçok silahşör gidip devlete milis olmuşlar. Dêsimli milisler olmasaydı, Ermeniler Dêsim dağlarını o kadar erken bırakıp gitmezlerdi. Devlet, Dêsim milislerini ön saflarda ve onların arkasından da kendi askerini Ermeni ve Rus birliklerinin üzerine göndermiş. O yıllarda Rus ordusu, Pulemuriye ve Mosku köyüne kadar Dêsim’i de kendi kontrolü altına almış. Rus ordusu, Mamaxatune’de (Tercan) askeri depolarını yaptırarak, Erzincan’da idareyi Ermenilerin eline veriyor. Türk devleti bakıyor ki, buralar Ermeni ve Rusların eline geçmiş. İşte o zaman Dêsimlileri kışkırtarak kendine milis yapmış. Bu milisleri, Ermeni ve Rus birliklerine saldırtmıştır. Devletin de teşvikiyle bazı Dêsimli milisler, Ermeni köylerine ya da kafilelerine saldırmış, Ermenileri öldürmüş, öldürülenlerin malına el koymuştur.

H. MERGARIJİ: Bizim köyden kimler o dönemde devlete milis olmuş?

HESENÊ ÇHERGÜ: Uşêne Şa Uşêni, Sadıqe Mıstê Hengi, Hesenê Ali, Mıstê Hengi, Aliyê Gaxi u tae bini.

H. MERGARIJİ: Bazı Dêsimlilerin, bir hayli Ermeniyi Rus tarafına geçirerek katliamdan kurtardıkları söyleniyor. Doğru mu?

HESENÊ ÇHERGÜ: Parası pulu olan bazı Ermeniler, para vererek canını kurtarabilmiş. O zamanlar aşiret ağalarının bir hayli silahşörü varmış. Ermeniler, böyle adamlara gitmiş, onlara para (altın) ödemişler. Bu ağalar da, Ermenilerin yanına silahşörlerini vererek, emniyetli yollardan Ermenileri, Rus tarafına geçirmişler. Bu şekilde birçok Ermeni katliamdan kurtulabilmiş.

H. MERGARIJİ: Sence Dêsimliler neden devlete milis olmuş?

HESENÊ ÇHERGÜ: Devlet, Dêsimlileri kandırmış. Demiş (dedirtmiş) ki, „Gavurlari temizleyin, mal ve mülkü size kalsın!“ Bu şekilde hem Dêsimlileri kandırmış, hem de kışkırtmış.

H. MERGARIJİ: Türk devletinin askerlerinin, Aliyê Gax’in annesini yakalayarak ırzına geçtikleri ve öldürdüklerini duydum. Ne kadar doğru bu hadise?

HESENÊ ÇHERGÜ: Ben de bunu duydum. Bu hadise bir hayli eski. Türk askerleri bizim köyleri basıyor. Eline geçirdiğini kesiyor. Aliyê Gaxi’n annesi dağa-ormana kaçmıyor. Askerler, kadını yakalayıp, Henie hopıke’de söğüt ağacına bağlayarak ırzına geçiyorlar ve orada öldürüyorlar.

H. MERGARIJİ: Aliyê Gaxi, neden Erzincan’daki Rus kumandanın yanına gitmiş olabilir?

HESENÊ ÇHERGÜ: O zamanlar Türk devletine karşı korunmak ve direnmek için silah ve cephaneye çok ihtiyaç varmış. Aliyê Gaxi, Erzincan’daki Rus kumandanın yanına silah ve cephane almak için gitmiş.

3. BÖLÜM
VEYVA ÇÊ SATOLİ ANLATIYOR

Şine, Xozat’ın köyüdür. Şine’den Veyva Çê Satoli, 2001 yılının baharında Almanya’ya oğlunun yanına gelmişti. Ben onu oğlunun evinde ziyaret ederek bazı hadiseler üzerinde kendisiyle konuştum. Kendisi 75 – 80 yaşlarındaydı. O teyibi açmamı istemedi. Ben de bazı notlar aldım. Ermeni Katlimına ilişkin onun anlatmış olduğu şu kısa notu da bu röpörtaja ileve ediyorum.
VEYVA ÇÊ SATOLİ: Annem, Ermeni Katliamında yetişkinmiş. Annem, bana şunları anlatmıştı:
„Şu anda bizim köy olan Şine, bir zamanlar Ermeni köyüydü. Ermenileri toplayıp sürüyorlardı. Ele geçmek istemeyen Ermeniler evini barkını, köyünü terkedip kaçıyorlardı. Memleketini (köyünü) seven birkaç Şineli Ermeni, Elevi (Zaza) komşularının gözleri önünde Şine’de dut ağaçlarının dallarına kendilerini asarak, intihar ettiler.“
Ermeniler gittikten sonra Şine bize kaldı.
Ermenilerin kendilerini astığı söylenen o dut ağaçları bugün daha Şine’de duruyor. 


http://www.dersim.dk/new_page_4.htm

http://www.zazaki.de/turkce/makaleler/roportajHeqi.htm

 

 
  Bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.  
 
Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono. Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden