Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono.
   
  SIMA XÊR AMÊ! DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ!
  PLATFORUM (şifreli)
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

******** SIMA XÊR AMÊ KURŞİYE WERENAYİŞİ ******** ***** DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ *****

PLATFORUM (şifreli) - I.Dünya Savaşında Dersim

Burdasın:
PLATFORUM (şifreli) => DERSİM ve DERSİM SOYKIRIMI => I.Dünya Savaşında Dersim

<-Geri

 1 

Devam->


Z.Dersim (Ziyaretçi)
30.05.2009 00:16 (UTC)[alıntı yap]


HALİT PAŞA, DERSİMLİ'Yİ NASIL KUZU YAPTI?



31 Ekim 2007


Onun görev yaptığı dönemde, itaatkar ve devletine bağlı olan yöre insanı, İstiklal Savaşı'nın en kritik günlerinde isyan etti. 5 yılda ne değişmişti? Halit Paşa'nın bir sözünü iki etmeyen Dersimli, 5 yıl içinde isyan noktasına taşınmıştı.

ÜNAL TANIK

Halit Paşa, Dersimli’yi nasıl kuzu yaptı?

Halit Paşa, yakın tarihimizin en etkili ve en fırtınalı isimlerinden biri. Kurtuluş Savaşı’nın ileri gelen kumandanları arasında yer aldı. Ama ne var ki bize unutturuldu.

Akser bir babanın oğlu olarak 1883’te Beşiktaş’ta dünyaya geldi. 1900’de Harbiye’ye intisap etti. Sakin, çalışkan bir öğrenci idi.

1903’te mülazım-ı sani (teğmen) olarak orduya katılan Genç Halit, askerlik hayatının Yemen’de geçen dönemi hariç hiçbir rütbede normal terfi etmedi. “Cesaret ve başarısı” hep basamakları hızlı çıkmasını sağladı.

İtalyanlar’ın aniden Trablusgarb’ı (Libya) işgal etmesiyle İttihad Terakki hükümetinin eli kolu bağlanmış oldu. İstanbul hükümetinin Trablusgarb’a doğrudan müdahale etme imkanı yoktu.

Bunun üzerine bir avuç kahraman subay, Mısır üzerinden Trablusgarb’a geçti. Enver (Paşa), Mustafa Kemal, Eşref (Kuşçubaşı, Ali (Çetinkaya) bunlar arasında idi. Harekatın sorumluları Enver ve Mustafa Kemal, Yemen cephesinin başarılı subayı Halit Bey’i de yanlarına aldı.

Kısa sürede Beni Taaf kabilesinin bir ferdi gibi hareket etmeye başlayan Halit Bey, kabilenin erkeklerini birer gerilla savaşçısı haline dönüştürdü.

ALİ BEY (ÇETİNKAYA) İLE YILDIZI BARIŞMADI

Halit Bey’in sağ kanadında bulunan Ali (Çetinkaya) ile yıldızı bir türlü barışmıyordu. Kendisi, bir bedevi gibi davranıyor ve yöre halkının gönlünü fethediyor, Ali Bey ise halka zulmediyor ve Türk subaylardan soğutuyordu.

İki zabit (subay) arasındaki ihtilaf, Derne cephesi komutanı Mutafa Kemal’e, oradan da Enver Bey’e intikal etti. Kafasında saç olmadığı için o dönemden itibaren “Kel Ali” diye bilinen Ali Bey, oradan alındı ve başka bir yere gönderildi.

Ardından Balkan Savaşı çıkınca yeni görev yeri Nazım Paşa’nın maiyeti oldu. Harb-i Umumi (Birinci Dünya Savaşı patlayınca Osmanlı-Rus savaşında düşmana bırakılan “Elviye-i Selase” (üç liva, üç kent) denilen Kars, Aardahan ve Sarıkamış’ı anavatana katmak görevini üstlendi.

Bu başarısının ardından, Halit Bey, Enver Paşa’nın bizzat talebi ile Rus birliklerinin sızmasını önlemek amacıyla Çoruh cephesine gönderildi.

DERSİM KOMUTANLIĞI HERKESE DERS OLDU

Halit Bey’in kendini gösterdiği en önemli yerlerden birisi ise 14 ay görev yaptığı Dersim cephesi (Tunceli) kumandanlığı oldu.

1915’in Mayıs ayında görevine başlayan Halit Bey’in burada çok zorlanacağı bekleniyordu. Zor tabiat şartları ve asi yapılı insanlarla nasıl başedeceği merak ediliyordu. Asker içinde Halit Bey’in 3 aydan kısa bir süre önce bölgeden ayrılmak zorunda kalacağına inananlar çoğunlukta idi.
Beklenenlerin tersi oldu. Halit Bey, kendini kısa zamanda bölge insanına sevdirdi. İnsanlarla yakın dostluk kurdu ve Koçgiri aşiretinin ünlü reisini kendine yardımcı seçti.

Aşiret reisi Seyit Rıza ile birlikte, Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli milis kuvvetlerini oluşturdu.

Dersimliler, Halit Bey’in öncülüğünde inanılmazı başardı. Başkumandanlık emri beklenmeden süvari (atlı birlikler oluşturuldu.

Halit Bey, Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmekte olduğuna hiç bakmadı. Oluşturduğu süvari birlikleriyle harekete geçti ve Erzincan, Mamahatun ve Erzurum’u düşman işgalinden kurtardı.

“HALİT PAŞA OLSA İDİ İSYAN OLMAZDI”

Onun görev yaptığı dönemde, itaatkar ve devletine bağlı olan yöre insanı, İstiklal Savaşı’nın en kritik günlerinde isyan etti. 5 yılda ne değişmişti? Halit Paşa’nın bir sözünü iki etmeyen Dersimli, 5 yıl içinde isyan noktasına taşınmıştı.

Daha sonraları Dersim Jandarma Komutanı olarakgörev yapan ve aynı zamanda Halit Bey’in de yakın dostu olan Hamdi Bey, hatıralarını paylaşırken bu sorunun cevabını net veriyor. (Cemal Kutay’ın Sisli Tarihimiz kitabından):

“- Halit Bey çapında bir kumandan Dersim’de kalmış olsa idi, ne ayaklanma, ne isyan olurdu. Dersim halkı ayaklanmaya zorlanmıştır. Buna ait vesikamız vardır.”

Halit Bey’in kahramanlıkları burada bitmiyor. Başkumandanlık, Kafkaslar’a bir birlik gönderilmesi gerektiğinde rütbesi kaymakam olan Halit Bey’i hatırladı. Burada bir zafere imza atan Halit Bey, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla birlikte Ardahan, Kars ve Sarıkamış’ı tahliye ederek Erzurum Tortum’a çekildi.

“BİZİM DELİ HALİT’İN İŞİ”

Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’ün Samsun’a çıkışından önce Erzurum’da başlatan 15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir’in aklına ilk Halit Bey’in ismi geldi. Ardahan’ı yeniden kurtarmak, yine Halit Bey’e nasip oldu. Artık Miralay (albay) olan Halit Bey, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik








--------------------------------------------------------------------------------
Miralay Halit, İzmit Cephesi kumandanlığı döneminde İstanbullu gazetecilerin ziyareti sırasında Mustafa Kemal ile beraber.

--------------------------------------------------------------------------------

döneminde Mustafa Kemal’in talebi üzerine Kocaeli Grubu kumandanlığına tayin edildi.

Sakarya savaşının en kanlı günlerinde neferleriyle birlikte cephenin en önünde savaşan Albay Halit, başından ve kolundan yaralandı. İyileşip yeniden birliklerine komuta etti. Başkumandan Mustafa Kemal, en kritik görevlerden birini Albay Halit’e verdi.

Düşmanın Gemlik, Mudanya, Bandırma sahil şeridinden kaçmasını engellemek amacıyla çevirme görevini üstlendi. Albay Halit kumandasındaki birlikler, Gemlik’ten başlayarak Bandırma’ya kadar olan sahil şeridinde düşmana tek kaçış noktası bırakmadı.

Belirlendiği gibi düşmana bir tek Kemalpaşa-İzmir bandının açık kaldığını Fahrettin Paşa’dan öğrenen Mustafa Kemal Paşa, gururla gülerek, “Bu mutlaka bizim Deli Halit’in işidir” dedi.

Böylece, düşmanın bu bölgeden silinip yok edilmesi sağlandı.

Zaferin ardından Albay Halit, gösterdiği bu üstün başarılar nedeniyle Paşa rütbesine yükseltildi. Halit Paşa, Mirliva (tümgeneral) olduğunda henüz 39 yaşında idi.

Halit Paşa, muharebe meydanlarında ikisi ağır olmak üzere 9 kez yaralandı. Sakarya muharebesinde beyninin yanına saplanan kurşunu hayatı boyunca taşıdı.


BU KAHRAMAN PAŞA’NIN ELİM AKIBETİNİ ÖNÜMÜZDEKİ YAZIMDA ANLATACAĞIM


http://www.cafesiyaset.com/haber/20071031/Halit-Pasa-Dersimliyi-nasil-kuzu-yapti.php
___________________________________________________________
Z.Dersim (Ziyaretçi)
19.12.2010 16:21 (UTC)[alıntı yap]


İnönü’nün, Ata’nın ölümünden bir gün sonra seçilmesindeki sır


İkinci Cumhurbaşkanı İnönü’nün seçilişi, tarih kitaplarında hep geçiştirilir. Ayrıntı verilmeden “oy birliği ile seçildiği”nden söz eder. Oysa, saray entrikalarına taş çıkartacak bir dizi gelişmeler yaşanmıştı.

1930'lu yılların ikinci yarısında, Cumhurreisi Mustafa Kemal Paşa ile Başvekil İsmet Paşa arasındaki ilişkiler, artık eskisi gibi değildi.

Atatürk’ün, İş Bankası’nın 10. kuruluş yıldönümünde yaşanan bir olay, İnönü'nün canını fazlasıyla sıkar. Atatürk, Ertuğrul yatında yaplan törende bankanın genel müdürü Celal Bey’i (Bayar) göstererek, “Bilesiniz ki Mahmut Celal Beyefendi. Türkiye’nin en büyük



--------------------------------------------------------------------------------






Atatürk Ertuğrul yatında Başvekil İsmet İnönü ve İş Bankası Umum Müdürü Mahmut Celal Bayar'la


--------------------------------------------------------------------------------


iktisatçısıdır” der. Orada bulunan herkesten Mahmut Celal Bey'i tebrik etmesini ister.

Bu kutlamadan birkaç gün sonra, Dolmabahçe’den Ankara’ya İsmet Paşa’ya bir telgraf gider. Telgrafta, Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı Esat Bey’in görevden alması istenmektedir. Telgrafa aynı gece şu karşılık gelir:

“Gece yarısı gaflet uykusundan uyandırılarak kabinede değişiklik yapılmak istendiği haberini alan bir başvekilin, bu hususta ileri süreciği mütalaadan nasıl bir fikir selameti beklenebilir.” (Yakup Kadri Karaosmanoğlu / Politikada 45 Yıl)

Milli Mücadele yıllarından bu yana İnönü’nün en yakın dostlarından olan Yakup Kadri, 1968’de kaleme aldığı kitabında, İsmet Paşa’nın Atatürk’e karşı “içinde damla damla biriken zehrini” bu telgraf ile ortaya döktüğünü söyler.

Nitekim aradan fazla geçmez. Atatürk’ün hastalığının ortaya çıkmaya aşladığı 1937 yılının eylül ayında İnönü, Cumhuriyet Halk Partisi’nin il kongresine katılmak üzere Kastamonu’yu ziyaret edeceği bir sırada “hastalanır” ve görevi bırakmak durumunda kalır. İşin gerçek yüzü, Atatürk, bütün görevlerini bırakmasını ister.

Başbakanlık görevine Mahmut Celal Bey, önce vekaleten daha sonra da asaleten atanır. Bu sırada İsmet Paşa, Atatürk’ün talebi ile CHP’nin Genel Başkan Vekilliği görevinden de ayrılır. (CHP'nin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Atatürk idi)

***

1924 Anayasası’na göre, cumhurbaşkanı 4 yılda bir yapılan genel seçimler sonrasında oluşan yeni Meclis tarafından seçiliyordu.

Ülkeyi, 1935 yılında yapılan seçimler sonucu oluşan 5. Meclis ve 7. İsmet İnönü hükümeti yönetiyordu. Seçimler, İsmet İnönü’nün en güçlü olduğu bir dönemde belirlenen isimler tarafından oluşuturulmuştu.

1938 yılının yaz aylarından itibaren Atatürk’ün rahatsızlığı iyice artmıştı. İnönü, “herşeyden elini eteğin çekmiş” bir durumda Ankara’da Pembe Köşk’te “münzevi bir hayat” sürüyor gibi görünüyordu.

Atatürk’ün özel hekimi Dr. Fijense, Dahiliye Vekili (İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya hükümetin her ihtimali göze alarak hazırlanması gerektiğini söyler. 26 Eylül’de ilk komaya giren Atatürk’ün sağlığı, ikinci komanın yakında olduğunun işaretlerini veriyordu.



SOYAK'IN GÜNDEME GETİRDİĞİ SÖZLÜ VASİYET

Şükrü Kaya, Atatürk’ün sağlığı ile yaptığı basın toplantısında, kendisine yöneltilen “yeni cuumhurbaşkanı kim olacağı” yolundaki bir soru üzerine, “Meclis kimi seçerse o olacak!” karşılığını verir.

Cumhurbaşkanlığı Umum Katibi (genel sekreketeri) Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ün bilinen yazılı vasiyetinin yanında bir de sözlü vasiyeti olduğunu söyler.

Soyak’a göre, kimin cumhurbaşkanı seçileceği elbette ki Meclis’e aitti ve akla gelebilecek ilk isim muhtemelen İsmet Paşa idi. Atatürk'ün sözlü vasiyetine göre, “İnönü’nün büyük hizmetleri olmuştu. Lakin halk tarafından pek sevilmemişti. Bundan dolayı İsmet Paşa’nın yerine başka birisinin seçilmesi gerekti”.

Soyak’a göre, cumhurbaşkanı seçilmesi gereken kişi Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturan Mareşal Fevzi Çakmak idi.

BAYAR: BAŞVEKİL OLARAK BEN BİLİRDİM

Soyak’ın bu açıklamasını dinleyen Başbakan Celal Bayar, diplomatik bir şekilde Atatürk’ün siyasi bir vasiyetinin bulunmadığını, bulunsa bundan önce “Başvekil olarak kendisinin” haberi olacağını açıkladı.

Bayar’ın bu açıklaması, Pembe Köşk’ün münzevisini son derece rahatlattı. İnönü, bu sıralarda ziyaret için Dolmabahçe’ye gelmek isterse de Ankara’dan çıkması, sağlığı gerekçe gösterilerek bir şekilde engellenir.
Bir suikast ihtilamine karşı da Ankara Valisi ve Belediye Başkanı, CHP Ankara İl Başkanı Nevzat Tandoğan tarafından koruma altına alınır.

Yazar Cemil Koçak, “Türkiye’de Milli Şef Dönemi” isimli kitabında Atatürk’ün yakın çevresinin İnönü’nün siyasi alanda yeniden yükselmesine kesinlikle karşı olduğunu yazar. Yakın çevredeki isimler, bu arzularını hayata geçirecek adımlar da atar.

Atatürk'ün yakın dostu Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, İnönü’yü Washington’a büyükelçi yapmak ister. Aras’ın planına göre, İnönü büyükelçi olursa, milletvekilliğinden istifa etmek ve Ankara’dan uzaklaşmak durumunda kalacaktı. Böylece, cumhurbaşkanı seçilmek için milletvekili olma şartından uzaklaşmış olacaktı.

Mevcut milletvekillerinin İnönü’nün elinden çıktığını bilen Dahile Vekili Şükrü Kaya’nın ise başka bir planı vardı. Meclis’in yenilenmesi için bir girişim başlattı. Falih Rıfkı Atay, Meclis’in yenilenme girişimine bizzat Başbakan Celal Bayar’ın karşı çıktığını anlatır.

İNÖNÜ'NÜN DOLMABAHÇE'DEKİ DERİN KULAĞI

Kimlerin cumhurbaşkanı adayı olacağına dair ortalıkta bazı isimler dolaşır. Bunların başında Mareşal Fevzi Çakmak, Fethi Okyar, Celal Bayar, Abdülhalik Renda (Meclis Başkanı ve Şükrü Kaya ön plana çıkar.

İsmet Paşa, bu tartışmalar olurken, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi Pembe Köşk’te sessiz günler geçirir. Görünüş böyle idi. Ama bizzat Atatürk’ün hasta odasında konuşulan her şeyden nerede ise günü gününe haberdar durumda idi.

İnönü’nün Dolmabahçe’deki “derin kulağı” Sabiha Gökçen idi. Sık sık İstanbul-Ankara arasında mekik dokuyan Sabiha Gökçen, “Atatürk'ün manevi kızı” olarak, Dolmabahçe’de hiçbir sınırlama ile karşılaşmaz ve her şeyi Pembe Köşk’e ulaştırmanın bir yolunu bulur.

Atatürk, artık koma haline girmişti. İsmet Paşa, Pembe Köşk’ten uzaktan kumanda ile yürüttüğü faaliyetlerini açıktan yapmaya başlar ve 9 Kasım günü bütün milletvekillerini Ankara’ya çağırır. Atatürk’ün öldüğü günün akşamında Başbakan Celal Bayar da Ankara’ya döner.

11 Kasım sabah saat 09.30’da CHP Meclis Grubu, Başvekil ve CHP Genel Başkan Vekili Celal Bayar başkanlığında toplanır. Bayar, “Oylarınızı serbestçe vereceksiniz. Herkes istediği ismi yazsın. En çok oyu alan genel kurulda aday gösterilecek” der.

Toplantıda 323 milletvekili oy kullanır. 322 oy İnönü’ye çıkar. 1 oy da Hikmet Bayur tarafından Celal Bayar’a verilir.

MECLİS'İN ETRAFI ASKERİ BİRLİKLERCE KUŞATILDI

Aynı saatlerde bir toplantı da Genelkurmay’da yapılır. 1. Ordu Müfettişi Fahrettin Altay, bir tek ismin cumhurbaşkanı olabileceğini söyler onun da İsmet Paşa olduğunu açıklar. Altay, tümen ve kolordu komutanları ile birlikte aldığı kararı Genelkurmay Başkanı Çakmak’a bildirir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı saatlerde Çakmak ve Altay, yan yana Meclis’te seçimi izlemekte idi. Meclis’in etrafı ise askeri birliklerce kuşatılmıştı.

Oylamaya 348 milletvekili katılır. Meclis çatısı altında ise 387 milletvekili bulunmakta idi. 29 milletvekili oylamaya katılmadı. Oturuma ara verildi ve Pembe Köşk’ten İnönü davet edildi. Yeni cumhurbaşkanı alkışlar arasında genel kurula girdi. 53 yaşındaki İnönü, yemin edip göreve başladı.

İNÖNÜ'NÜN KENDİNİ SEÇTİREN BAYAR'DAN İNTİKAMI

Celal Bayar hükümetinin istifasını sundu. İnönü, yeni hükümeti kurma görevini yeniden Bayar’a verir ve yeni başbakan aynı gün yeni kabinesini açıklar. Yeni hükümetin bu hızla kurulması, Bayar-İnönü arasında önceden bir anlaşmanın olduğunu ortaya koyduğunun delili olarak gösterilir.

Yeni kabinede Şükrü Kaya ve Tevfik Rüştü Aras yer almaz. Aras’ın yapamadığını, İnönü yapar ve büyükelçi olarak Londra’ya göndererek Ankara'dan uzaklaştırır.

Aradan çok geçmeden yolsuzluk dosyaları açılır ve Başbakan Celal Bayar’a dünya dar edilir. Oğlu yazılanlara dayanamaz ve intihar eder. II. Bayar hükümeti de kısa bir süre sonra istifa eder. Böylece İnönü, muhtemel bir rakibini tasfiye etmiş olur.

Atilla İlhan, İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesi ile ilgili şu değerlendirmeyi yapar:

“Babıali baskını neyse, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesi de odur. Ordu ağırlığını koymuş ve tamamiyle iktidardan tasfiye edilmiş olan İnönü, cumhurbaşkanı seçilmiştir” (Hikmet Özdemir / Devlet Krizi T.C. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri)

İnönü, ilk yurt gezisini 6 Aralık’ta Kastamonu’ya yapar. Kendisinin seçilmesine karşı çıkan Atatürk'ün çevresine “Nerede kalmıştık” mesajını verir.


Ünal TANIK


http://www.hkarabulut.net/index.php?option=com_content&task=view&id=988&Itemid=36

Perşembe, 06 Aralık 2007



Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 242
Bütün postalar: 602
Bütün kullanıcılar: 695
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.  
 
Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono. Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden