Navigation : Yönetim |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
=> Daha kayıt olmadın mı?
******** SIMA XÊR AMÊ KURŞİYE WERENAYİŞİ ********
***** DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ *****
PLATFORUM (şifreli) - KİMLER KEMALİST? Z.Dersim (şimdiye kadar 148 posta) | |
KİMLER KEMALİST?
Yada Kürtlerin Türklerle Kardeşliği Neye Dayanıyor.?
Hüseyin Dedesoy
Kürt aydınları ve siyasetçileri kendi entellektüel çıkmazlarını ve darlıklarının bedelini başkalarını Kemalistlikle suclayıp, onlara bu şekilde saldırarak gidermeye çalışıyorlar. Bunu daha önceleri sol düşünce mensuplarına karşı yaparlardı, şimdilerde ise özellikle Alevi kökenli esas olarakta DERSIM merkezli Kırmanç yada Kurmanç düşünür ve aydın çevrelerine karşı yapıyorlar. Bu düşüncenin altında yatan ana fikir ise aslında Kürtlük ve Kürdistanlıktan öte esas olarak İslam merkezli müslümanlıktan kaynaklanan bir bakış açısının ürünüdür.
Onların Kemalistlik diye süçladıkları ve karşı çıktıkları düşüncenin kendisi aslında dikkat edildiğinde İslamla çelişen düşünceler olduğu görülür. Yani onlar için islamı red eden her fikir ve kişi Kemalist oluyor. Aynı mantığı Türk kökenli islami düşünce savunucuları da yapıyor ve söylüyor. Şimdilerde ise yeni bir kavram türemiş, yok efendim Dersim’de ve Dersim’liler de, yani KHURMANC- KIRMANC Aleviler "Kemalist Alevilik" yapıyorlarmış (nedemek oluyorsa ?! buda sanırım İmralı imalatı ola bilir). Dolayisiyla bu mantığa göre Aleviliği savunmak, yada Dersim kimliğini ortaya çıkarmak ve savunmak Kemalistlik oluyormuş. Her ne hikmetse bu insanlar tarihten beri merkezi iktidarla en iyi anlaşan ve hep onların hizmetinde bulunan kendileri olduğu halde ve DERSIM liler de hep merkezi iktidarla çeliştikleri ve çatıştıkları halde yine suçlu ve Kemalist olan biz oluyoruz.
İsterseniz biraz tarihe gidip belleğimizi yoklayıp, hafıza tazeliyelim ve bakalım Mustafa Kemal le kim daha çok anlaşıyormuş ve Kimler Kemalistmiş.
1919-1924 yılları arasında Türkler Mustafa KEMAL önderliğinde yeni bir Türkiye Cumhuriyeti kurma çalışmaları sürdürürken ,Kürtler de doğuda bağımsız bir Kürdistan için harekete geçmişlerdi. 1919’da Paris’te başlıyan Sevre anlaşması diye bilinen barış anlaşmasında Türklerin yanısıra Kürtler ve Ermeniler için de bağımsız bir devlet yada Kürt ve Ermenileri kapsıyan federal bir devletin kuruluş olanakları araştırılıyor Kürt delegeleri bu konuda önerilerde bulunuyorlardı.
Doğuda Bağımsız Bir Kürt ve Ermeni devletinin kurulabileceğinin ihtimlini düşünen ve haberini alan Mustafa Kemal ve onu destekliyen İngiltere merkezli güçler 10-13 Temmuz 1919 tarihinde ERZURUM da Tüm Kürt illerinin temsilcilerinin cağırıldığı bir kongre duzenlenir. Kongrede aynı dini inançları paylaşan din kardeşleri olarak Kürtlerin Türklerden ayrılmıyacaklarının sözün alinır ve karara bağlanır. Fakat bu kongreye DERSİM ve çevresindeki Alevi Kırmanc - Khurmançlar (Yani günümüz diliyle Alevi Zaza ve Alevi Kurtler) temsilcileri katılmazlar. Genç Türk lideri ordaki bulunan Müslüman Kürt ve Zaza delegelere "Neden Dersim delegelerinin burda bulunmadığını" sorar onaların verdiği cevap ise " paşam onlar Kızılbaştır, onlar bizimle, bizde onlarla asla birlikte olmayız…" yanıtını verirler.
Çünkü yüz yıllarca osmanlının askerliğini ve savaşçılığını İslam adına Kürtler yapmışlar ve Kızılbaş diye de önce Dersim ve Çevresinin Alevi Kürtlerini ve Zaza larını kesmisler. İdrisi Bitlis gibi Yavuza danışmanlık ve akil hocalığı yapmış, Arap çollerinde Hırıstiyanları bozguna uğratmış Selahattin Eyubi gibi önderler cıkarmış olan bu Müslüman Kürtler ve Zazalar, Dersimli Alevi-Kurmanç ve Kırmanç(Zaza)ların kimler olduklarını çok iyi bilirler. Bugün onlara İdrisi Bitlisin yaptıklarını sorduğunuzda “…ama oda Yavuzda 12 Kürt ve Zaza beyliğine özerklik hakkı almıştir, dolayısıyla yaptığı normaldir… » yanıtını alırsınız. İşte Müslüman Kürt, Türk ve Zaza kardeşliği budur.
M. Kemal Erzurum kongresinden sonra Sivas a geçerek, Dersim ve çevresinin Alevi KHurmanç(Kırdas) ve KırmanClarıyla da 4-12 Eylül 1919 Sivas’ta benzeri bir kongre düzenlemek ister. Sivas kongresine ise birtek Alevi-Kurmanc delegesi olarak Sivastan Koçgirili Alişan Bey katılır ve oda bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasında yana olduğunu bildirir. Çiceği burnunda genç Türk lideri ilk diplomatik yenilgisini işte O Kemalist Dediğiniz Alevi-Kurmanclardan alır.
Sivas kongresi istediği gibi geçmese de Mustafa KEMAL Ankara’ya döndüğünde doğu illerinin temsilcileri adına Paris Barış Konferansına gönderdiği mesajlarla Kürtlerin ve Türklerin hepisinin müslüman olduklarını ve bir birlerinden ayrılmak istemediklerini bu nedenlede Kürtlerin ayrı bir devletten yana olmadığını bildirir. 20 Şubat 1920 de Kürt ve Ermeni delegasyonları adına Şerif PAŞA ve Bogos NUBAR’in Barış konferansina sundukları anlaşmada bu anlamda geçersiz sayılıyılır ve Kürt delegasyonu görevinde istifa eder. Buna ragmen 10 Agustos 1920 de İmzalanan Sevre anlaşmasına göre Kürtlerin varlığı kabul edilir ve Kürtlerin yoğun yaşadıkları bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasi ön görülüyor. Bunun içinde bir heyet oluşturulup araştırma yapmak için bölgeye gönderiliyor.
Bunun için özelliklede Alevi Kurmançların yoğun yaşadıkları ( Maraş, Kayseri, Malatya)bölgesinde araştırma yapmak için gönderilen Binbaşı NOEL’in tutmuş olduğu günlüğe bakın. O dönem olaylara nasıl yaklaşıldığının çok iyi ip uçlarını göreceksiniz. (Kürdistan 1919 Binbaşı Noel’in Günlüğü, avesta yayınları
Mustafa KEMAL Ankara’da yanına aldığı 72 ye yakın Kürt millet vekiliyle birlikte geçici hükümetini ilan edip TBMM çalışmalarını yürütürken, Başında Koçgirili ALİŞER ve Dersim de Seyid RIZA nın bulunduğu Sivas ve Dersim yöresinin KHURMANÇ ve KIRMANC ( Yine Türkçedeki deyimiyle Alevi Kürt ve Zaza) önderleri de Dersim-HOZAT’ta 15 Kasım 1920 de merkezi bir kongre düzenlerler. Ankara hükümetin de Sevr anlaşması gereği DERSİM bölgesinde muhtari özerkligin kabulu, Alevi-Kurmanç illerinde ki (Elazığ, Malatya, Sivas, Erzincan) kurmanç mahkümlerin serbest bırakılmasını ve bölgedeki Türk askeri güçlerin geri çekilmesini aksi taktirde 60 000 lik hazır silahlı güçleriyle bunu zorla yapacaklarını iletirler.
Ankara hükümeti tarafında herhangi olumlu bir girişimde bulunulmadığını gören bu Kırmanç ve Kurmanç önderler Dersim’de hareketle, Erzincan, Elazığ, Malatya ve Sivas ı Kapsayan bağımsız bir Bölgesel özerklik Projesiyle1921 baharında saldırı için hazırlıklara girişilir fakat Mustafa Kemal onlardan önce davranır ve saldırıyı başlatır. 6 Mart 1921de Atatürk iktidarının ilk "Kürt isyani" diye adlandırılan KOÇGİRİ ayaklanması 17 Temmuz 1921’e kadar sürer. Hareket bastırılır, önderleri tutuklanır. Bölgede büyük katliamlar yaşanır ve Cumhuriyetin ilk Kurmanç sürgünleri burda başlar. Hareketin üç önemli lideri M.Nuri Dersimi, Alişer EFENDİ ve karisi Zarife XATUN ise Dersim’e sığınırlar.
Bu ayaklanmayı Dersim dışında hiç bir bölgenin Kürtleri veya Zazaları desteklemez, katılmaz. Tam tersine Mustafa Kemal i destekleyen 72 kürt millet vekili Ankara hükümetine onay verir. Cunku Ankara huketi onlar icin Türklerin ve Kürtlerin İSLAM hükümetidir. (Tıpkı bugün Talip Erdoğan hükümetine ve iktidarına sahip cıkıldığı gibi). Ha… sırası gelmişken şunuda söylüyelim; deliyorki Mustafa Kemal hükümetini Dersim mepuslarında Mıço ağa ve Diyap ağalarda desteklediler. Doğrudur Dersimde de destekliyenler oldu şimdiki Haydar’lar takımının Şafi Kürt hareketini Dersim’lilerin başına bela ettikleri gibi. Ama esas olarak Kurmançlar dan ve Kırmançlar dan Cumhuriyete ilk yıllarında destek gitmemiştir. M.Kemal TBMM de yaptığı bir konuşmada milletvekillerine şunu söyler « ..sizden rica ediyorum ,Türk değil Müslüman, hatta osmanlı deyin…hepimiz halifete bagliyiz...»
23 Temmuz 1923 te Yapilan Lozan anlaşmasında Türkiye delegasyonu olarak Türkleri temsilen İsmet İnönü, Kürtleri temsilen de Diyarbakır’lı Zülfüzade Zülfü Bey gitmişlerdir ve orda Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak ismediklerini TBMM hükümetinin Türklerin ve Kürtlerin hükümeti olduğunu savunmuşlardır. Yine 80 yil sonra Fransa Strazbourg ta Kürt eski Milletvekili Leyla ZANA ve diyerlerin Avrupa Parlamentosunda söyledikleri gibi."Biz kürtler azınlık değil tam vatandaşız, Türklerden ayrılma ve ayrı bir devlet kurma diye bir düşüncemiz yoktur , Kürtler ve Türkler kardeştir…" zaten her zaman ve hep kardeş oldunuz. Ama Kemalist diyede başkalarını suçladınız.
Lozan anlaşmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan eden Mustafa Kemal « Türkiye Türklerindir » siloganıyla hareket etti. Yine bugün de Türkiye yetkililerin söylediği aynı şey değilmi. Birtek sorun var oda bir türlü yok edemediğiniz su Dersimin başını çektigi Kızılbaşlar. Onlarıda bir haledebilseniz Türkiye yi Türk, Kürt ve Zaza Müslüman kardeşleri olarak ilelebet götüre bilirsiniz.
Şimdi soruyorum o Kemalist olduğumuzu idda eden büyük(!) Kürt düşünür ve aydınlarına; Kim Kemalist oluyor? Türkiye nin bölünmez bütünlüğünü Erzurum kongresinde buyana savunan sizler mi, yoksa M. Kemalin yüzüne dahi bakmayan Koçgirili önderleri ve Seyid Rıza mı?…
Dar ağacına 70'ini geçkin yaşıyla giderken." Şu Türklerin ve Kemalin hilesiyle baş edemedim, bu bana dert oldu… Ama size de boyun eymedim ya buda size dert olsun.." diyen O yaşlı cınar mı Kemalist, yoksa daha havada yere ınmeden önce her türlü göreve hazır olduğunu ilan eden ve mahkemede ağzını açar açmaz "Türk analarından ve babalarından özür diliyorum, benim anamda Türktür." diyen, sizin o yüce ulusal onderiniz mi kemalist?
Burda bir çift sözümde Dersimli Haydarlar takımına olacak: Dersimlileri kendi dillerinde konuşmak. Kendilerine ait yayın yapmak ve kendi kültürlerini, geleneklerini yaşatmak için verdikleri uğraşları, girişimleri Dernek, Kurum, Federasyonlarını ve Şahsiyetlerini Ergenekonculuk, çetecilikle suçluyacağınıza. Yirmi-Otuz yıldır Kürdıstan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi adı altında dağlara götürüp, kimini Bekada, kimini kandil mağaralarında kiminide munzur dağlarında işkence ederek taş altı edilen gençlerin hesabını sorun. Erkenekoncuları ve çeteleri başka yerlerde değil destek verdiğiniz siyasi örgütte ve o yapıda arayın. Mıço ve Diyap ağaların konumuna girmek istemiyorsanız tabi?
Şunu sizde iyi bilin bizde biliyoruz. Hiçbir suçlama ve hiç bir alavere dalavere, bizans ve islam oyunu artik bizi, DERSİMi ve onun temsil ettigi KIRMANC - KURMANÇ(Kırdas) Kimliğini ve kültürünü savunmaktan vazgeciremez.
KIRMANCIYLA, ZAZASIYLA, KHURMANÇIYLA, ALEVİSİYLE, ERMENİSİYLE
Hepimiz Dersimliyiz ve Dersimli Kalacağız.
Dersim News
| | | | Z.Dersim (şimdiye kadar 148 posta) | |
TBMM ´ İN DE İLK KÜRTÇE KONUŞMA VE SİTEMSİZ BİR MEZAR
Yıl 1920: Osmanlı Ordusu İçinde bin başı olarak görev yapan anne tarafından Büyük Dayımız Dersim-Hozatlı Gangozada Hasan Hayri Bey evlenip Elazığ-Hüseynik e yerleşmişti.
Osmanlı hükümeti Mustafa Kemal Atatürk e destur vermemiş hatta Elazığ valisinin kendisine suikast yapacağı dedikoduları yayılmıştı het tarafa. Bu durumda Atatürk ü Sivas ve Erzurum kongrelerine götürmek işi Dersimlilere kalmıştı. Gangozade Hasan Hayri Bey ve Diyab Ağa korumasındaki Kemal Atatürk, her iki kongresini başarıyla gerçekleştirmiş ve huzur içinde batıya geri dönmüstü.
Yeni kuruluşu ilan edilen TBMM ine Dersim den ilk parlamenter olarak giden Hasan Hayri nin Mustafa Kemal Atatürk ve genç Cumhuriyet den beklentisi bir hayli büyüktü. Mustafa Kemal başa gelince şeriat hükümetini yıkacak, bu şekilde Aleviler daha da özgür yaşayacaklardı…
Bir gün Mustafa Kemal arkadaşı Hasan Hayri ye, Lozan antlaşmasından dolayı Avrupa dan bir heyetin geleceğini, bu vesileyle kendisinden Palamento da Kürtçe bir konuşma yapmasını taleb etmişti. Mustafa Kemal böylece yeni kurulan cumhuriyetin, içindeki azınlıklara nasıl adil davrandığını Avrupalılara gösterecekti…
Bu durum karşısında çok sevinen Hasan Hayri Bey, sonraki gün
yöresel giysilerini giyip, şal-şapık içerisinde, endamlı cüsesiyle TBMM meclisinde ilk Kürtçe konuşmasını gururla yapmıştı. Ana dili Zazaki olan Hasan Hayri, sanırım o zaman Kürt kökenli Parlamenterlerin coğunun Kurmanci konuşmasından dolayi konuşmasını Kurmanci yapmıştı.
Konuşmasından bir kaç gün sonra „TBMM inde Kürtçe konuşma yaptı“ diye hakkında soruşturma başlatılmış: Bu durumdan dolayı çok öfkelenen Hasan Hayri, anlatılanlara göre Atatürk ile çok sert bir tartışmaya girmiş, sonra da kendisini güvende hissetmediği için Dersim e geri dönmüştü.
Bir yıl sonra (1924) „hakkında af çıktı“ diyerek götürüp Elazığ da idam ettiler. İdam edileceğini bile bile neden gitti diye hep ona kızdık. Hozat a kadar dedem kendisine eşlik etmişti. Hozat merkezine yaklaşınca belindeki kuşağı çıkarıp dedeme vermiş ve dönmesini söylemişti. 1938 de kırımında canını kurtarmak için dağa kaçan nenemin kızkardeşi, Hasan Hayri den yadigar kalan kuşağı da yanına almış ormanda bir yere saklamış. Sonradan kurtulup köye geri dönmüştü. Ölene kadar kuşağın yerini aradı durdu maalesef bulamadan öldü gitti. Dersim den Türk Parlamentosuna giden ilk mebusan Gangozade Hasan Hayri Bey Parlamento da Kürtçe konuştuğ için idam edildi. Mezarı Elazığ da Hüseynik in karşısında bir tepeden
dilsiz, sessiz ve sitemsiz bir şekilde Harput a bakıyor.
Her şey konuşulur, her ideoloji savunulur, anlatılırdı lakin „Hasan Hayri“ ismini telafuz etmek bile ürkütürdü bizleri. Sonradan İbrahim Kaypakkaya nın Dersim de öldürülen arkadaşı Ali Haydar Yıldız ı da götürüp onun yanına defnetmişler. Arada bir Ali Haydar Yıldız ı ziyaret edenler sorarlarmış yan tarafta mezar taşı tahrib edilmiş sessiz ve sitemsiz mezarı, Ama dili kesilmiş lal, mezar taşı dikilmemiş bir mezar nasıl konuşsun ki..
İşte sayın Ahmet Türk ün TBMM indeki konuşması bütün bu yaşanılanları yeniden belleğimde canlandırdı. Direnmek hatırlamak ve hatırlatmakmış. Ama yine de sormadan edemiyorum; Kürtçe konuştuğu için idam edilen büyük dayımızın hesabını kim verecek bunu bir tarafa bırakalım, kendi meclisininde ilk Kürtçe konuşanı idam eden bu gelenek ikinci bir kişinin konuşmasına müsamaha göstermek için 30-40 bin can yedi. Hey vicdan bunu nasıl hazmetmeli..
Mikail Aslan
http://members4.boardhost.com/derman/msg/1237228995.html
|
Cevapla:
Bütün konular: 301 Bütün postalar: 672 Bütün kullanıcılar: 736 Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse 
|
|
|
|
|
|
|
Bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
|
|
|
|
|
|
|
|