Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono.
   
  SIMA XÊR AMÊ! DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ!
  PLATFORUM (şifreli)
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

******** SIMA XÊR AMÊ KURŞİYE WERENAYİŞİ ******** ***** DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ *****

PLATFORUM (şifreli) - Zazaca ve Kürtçe TV Üzerine

Burdasın:
PLATFORUM (şifreli) => GÜNCEL KONULAR => Zazaca ve Kürtçe TV Üzerine

<-Geri

 1 

Devam->


Z.Dersim
(şimdiye kadar 148 posta)
18.02.2009 12:22 (UTC)[alıntı yap]



KÜRTÇE TV

Sait Çiya - 02.01.2009


İçimden nerden nereye demek geliyor.

Kart-kurt teorilerinden, Kürttürkleri tekerlemelerinden bugüne geldik.

Devlet Kürtçe televizyon yayını yapıyor.

Sol geleneğin belirgin özelliklerinden birisi karşıtlarının olumlu yanlarını görmemesidir. Hep eleştirmesidir. Açık ki bu doğru bir yöntem değil. Yaşamı sadece siyah-beyaz ikileminden
ibaret görmek kimseye bir şey kazandırmaz.

Devletin Kürtçe televizyon yayını yapması olumludur.

Yayının içeriğinden ayrı olarak desteklenmesi gereken Kürtçe yayındır. Buna karşı çıkmak ırkçı-inkarcı tarafın işini kolaylaştırmaktır.

Söylenecek çok söz var.

Bu sadece bir adım olarak mı kalacaktır?

Ayrıca Kürtçe yayın anayasal güvence altına alınmadıktan sonra, bir hükümet açar, ötekisi kapatır.

Anayasa temelden değişmelidir. Türkçe'ye tanınan haklar öteki dillere de tanınmalıdır.

Kürtçe televizyon yayını Kürtler açısından olumlu bir gelişme olurken, öteki diller açısından pek bir şey ifade etmemektedir. Belki de Arapça, Çerkezce, Lazca gibi dillerden de yayın yapılacaktır. Ama Zazaca için aynı şeyi söyleyemeyiz. Zazaca Kürtçe'nin lehçesi olarak görüldüğü için Zazaca yayının önü kapatılmıştır.

Bizim lehçecilerimizin de gözü aydın olsun. Onların da çabalarıyla Zazaca, Kürtçe'nin vesayetine bırakıldı.

Görünen o ki lehçecilerimiz bu durumdan pek rahatsız değiller. Devlet adına ya da o taraftan her hangi birisi Zazalar Kürt değildir dediğinde, bakın devlet Kürtleri bölüyor, devlet tezi diye bağıranlar, devlet Zazaları Kürt, Zazaca'yı da Kürtçe'nin lehçesi ilan edince sesleri çıkmıyor.

Doğrusu T.C.´nin değişimi değişimden başka her şeye benziyor. Temel anlayışlar değişmediği için hep kendini tekrarlıyor.

Alevilerle ilgili adım atmak istiyorlar, değişim adına aleviliği Diyanet´e bağlıyarak Sunni islamın içinde eritmek istiyorlar.

Kürtçe televizyon yayını ile olumlu bir adım atılıyor, Zazaca yok sayılarak işi tersine çevirmiş oluyorlar.

Bu adım bazı yönleriyle de Çaldıran'ı andırıyor. Kürtler bazı haklar elde ederlerken, Zazalar bu haklara kurban ediliyor.

Acaba T.C. Osmanlı'nın yoluna mı dönecek?

Kürt-Türk kardeşlişi bu mudur?

Zazalar Türklerden ve Kürtlerden sonra üçüncü büyük etnisitedir.


Zazaca'da televizyon yayını yapılmalıdır.

Hemen 24 saat Zazaca yayın yapan bir kanal açılmalıdır.

Milyonlarca insanın konuştuğu bir dil yok sayılamaz.

Zaza aydınları, kurumları Zazaca televizyon için seslerini birleştirmeleri gerekiyor.

Kürt aydınları, demokratları da bir sınavla karşı karşıyadırlar.

Kürtler dilin, kültürün yasaklanmasının, aşağılanmasının ne demek olduğunu en az bizim kadar biliyorlar. Biz yıllarca Kürtler'in haklı taleplerini destekledik. Zazaca'nin yok sayılmasına, Türkçe ve Kürtçe içinde eritilmesine ortak olmamalıdırlar.

Bizim lehçecilerimiz de artık o kötü kibirlerini bırakıp gerçeği görmelidirler. Sizin lehçe teoriniz dilimizin yok oluğunu
hızlandırıyor. Burda söz konusu olan sizin kişisel kariyeriniz, yıllardır tekrarladığınız doğru-yanlış tezleriniz değildir.

Dilimiz yok oluyor.

Bir şeyler yapmanın zamanıdır. Yok oluşa ortak olmayın.

İsimler, proğramlar üzerine uzun araştırmalar yapan, Zazaca konuşanların hep ayrı yanlarını öne çıkaran dostlarımıza da önerim şudur.

Dil hepimizindir.

Hiç değilse dilimizin özgürlüğü için ortak bir tavır takınmamız gerekiyor.


Şimdi söz sırası bizdedir.


------------------------------------------------




http://www.sansaderesi.com/article_view.php?id=626

http://www.sansaderesi.com/forum/index.php?topic=291.msg432

http://www.sansaderesi.com/upload/1231006814_1.jpg

http://www.sansaderesi.com/upload/1231005893_1.jpg

Z.Dersim
(şimdiye kadar 148 posta)
18.02.2009 12:24 (UTC)[alıntı yap]



TRT Şeş'in, Zazaca İçin Gönüllüsü Hazır: Hüseyin Aygün




TRT Şeş'in, Zazaca İçin Gönüllüsü Hazır: Hüseyin AygünHukukçu yazar Hüseyin Aygün, TRT 6'dan günde birkaç saat Zazaca yayın yapmasını istedi: "Bu dil yaşatılmalı, Ankara'dan değil Zazaca konuşanlar program hazırlamalı."

BİA Haber Merkezi - Tunceli

7 Ocak 2009, Çarşamba


Erol ÖNDEROĞLU - hukuk@bianet.org

Hukukçu-yazar Hüseyin Aygün, 1 Ocak'ta Kürtçe Kırmançi yayına başlayan TRT Şeş'in Türkiye'de Zazaca konuşan yaklaşık 2 milyon yurttaşa yönelik de yayın yapmasını beklediklerini söyledi.


Sadece Kürtçe (Kırmançi) yayını "eksik" bulduğunu açıklayan Aygün, bianet'e Zazaca'nın Tunceli ve civar kentlerde yoğun olarak kullanılan bir dil olduğunu ifade ederek, "Araştırmalar iki milyon kişinin bu dili konuştuğuna işaret ediyor. Bu rakam daha az da olabilir. Bu dilin yaşatılması lazım. Zazacaya ilgi gösterilmediği için Dersim'de TRT Şeş'le ilgili görüş bile öne sürmüyorlar" dedi.

"TRT için gönüllü çalışmaya hazırım"

Tij Yayınları'nca yayımlanan Zazaca "Eve Tarıxê Ho Tê Ri Amaene" kitabının da yazarı olan Aygün, TRT'den Zazaca eser kazandıran veya bu dil alanında araştırma yapan kişi ve kuruluşlarla temas kurmasını bekliyor.

"Bu alanda çalışan, eser yazan, uydu üzerinden program yapan özel televizyonlardan görüş istenebilir. Ben avukatım, mesleğim var zaten. Ama gönüllü olarak TRT'ye çalışmaya, devlete ücretsiz olarak hizmet etmeye hazırım."

TRT'nin çok kolay izlenebilen, popüler ve hükümete bağlı olmakla eleştirilse de özel televizyonlara göre yine de geniş güvene sahip bir kanal olduğunu söyleyen Aygün, "Biz Ankara'dan program istemiyoruz" diyerek nitelikli yayın için şu tavsiyede bulundu:

"Program içeriği açısında Zazaca konuşanlara program yaptırılmalı. TRT, konuşanlar ve aktivistlerle çalışarak kendi kadrosuna katmalı. İlgi böyle artırılabilir."

"Kültürel programlara ağırlık verilmeli"


Avrupa'da Zazaca alanında faaliyet gösterenler arasında Berlin Üniversitesi'nden Zülfü Selcan, romancı Hasan Dursun ve Londra'dan Şair Hasan Dalkılıç'ı örnek gösteren Aygün, Avrupa'nın 11 yerinde 200'ü aşkın öğrenciye Zazaca kurs veren Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu'yla temas kurulmasını da önerdi.

Bölge izleyicilerinin Alevi gelenekleri, eski ritüelleri tanıtan, Cem törenlerini Zazaca aktaran programlara, müzik programlarına ilgi duyabileceğini söyleyen Aygün, "Bu dili yaşatmak gerekiyor. Kültürel programlara ağırlık verilmeli, siyasi programlar ikinci planda yer almalı" dedi.

Aygün Ufuk Uras'la da görüştü


Birkaç saat Zazaca yayın yapılabileceğini kaydeden Aygün, Almanya'da Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) milletvekili Ufuk Uras ile de görüştüğünü, bu isteklerini dile getirdiğini ve Uras'tan da konuyu yetkililerle paylaşacağı yanıtı aldığını ifade etti.

Aygün, TRT3 televizyonunun 2004'ten bu yana haftada bir gün 45 dakika süreyle, erken saatlerden yaptığı Zazaca yayının nitelik ve zamanlaması itibariyle ilgi görmediğini kaydetti.

AKP'li Kurt: Arapça ve Lazca yayın yapılacak

NTV'deki Neden programına konuşan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, TRT'de yeni kurulacak bir kanalla Arapça ve Lazca yayın yapılacağını söyledi.

Herkesin ihtiyacını giderecek kanallar için yayın politikası hazırlandığını belirten Kurt, "Arapça var, Farsça var Lazca var ve talepler alınıyor. Talepler doygunluğa ulaştıkça o talepler de karşılanacak" diye konuştu. (EÖ


http://bianet.org/bianet/kategori/bianet/111803/trt-sesin-zazaca-icin-gonullusu-hazir-huseyin-aygun

----------------------------------------------

HUKUKÇU YAZAR AYGÜN, TRT 6'DAN
ZAZACA YAYIN YAPILMASINI İSTEDİ


TRT 6'nın 1 Ocak'ta Başlattığı Kürtçe Yayının Olumlu Bulduğunu Kaydeden Hukukçu-yazar Hüseyin Aygün, Ancak, Tunceli ve Çevresinde Zazaca Konuşulması Nedeniyle TRT Şeş'in Yeterince Anlaşılmadığını Söyledi.



TRT 6'nın 1 Ocak'ta başlattığı Kürtçe yayının olumlu bulduğunu kaydeden hukukçu-yazar Hüseyin Aygün, ancak, Tunceli ve çevresinde Zazaca konuşulması nedeniyle TRT Şeş'in yeterince anlaşılmadığını söyledi.
TRT 6'nın başlatmış olduğu Kürtçe yayının tarihsel olarak yeni bir gelişme olduğunu ve desteklenmesi gerektiğine işaret eden Aygün, Zazaca ve diğer dillerini kapsayacak projeler geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.


Tij Yayınları'nca yayımlanan Zazaca "Eve Tarıxê Ho Tê Ri Amaene" kitabının da yazarı olan Aygün, Anadolu'da Türkçe ve Kürtçe den sonra en fazla konuşulan dilin Zazaca olduğunu belirterek, TRT 6'nın Zazaca programlar ve dilini kapsayacak şekilde yayın yapması halinde Tunceli ve çevre illerde hak ettiği yere geleceğini savundu.

TRT 6'nın yayın zenginliğini artırmak amacıyla gerek yurt içi, gerek yurt dışında yaşayan ve Zazaca çalışmaları bulunan kişilerle görüşülmesi halinde ilginin daha da artacağına dikkat çeken Aygün, "Zazaca ile ilgili benden çok daha fazla emeği olan insanlar var. Bunlar program yapabilirler. Ankara'nın belirlediği isimlerle kalmamalı, Zazaca konuşan bütün kurumlarla görüşülmeli ve çalışılmalı. Böylece ülkede yasakların kaldırılması ve demokratikleşme yolundada önemli adınlar atılır." diye konuştu.

--------------------------------------

(CİHAN
)

(Cihan Haber Ajansı 11.01.2009 15:30

http://www.haberler.com/hukukcu-yazar-aygun-trt-6-dan-zazaca-yayin-haberi/
Z.Dersim
(şimdiye kadar 148 posta)
18.02.2009 12:29 (UTC)[alıntı yap]

Dilimiz icin ortak bildiri : SARÊ MA

S. Usarr on 18/2/2009, 2:02:57

(Türkçesi aşağıdadır)

Sarê Ma

Serê her serra newiyê de herkes dileganê xo ano zon.
Roca na serê 2009ie de yemayi kê jü rica u mıneta ma esta, zerrê weşiya hometa ma ra.

Kamo kê ni zoni qesey keno; wazeno cı rê kırmançki vaco, wazeno zazaki, dımılki, kırdki ya ki so-be vaco, hama kamo kê şiya ni zoni de weşiya xo rameno, kamo kê bara ni zoni ‘zonê ma u piyê ma, zonê pir u pirababê ma’ vano, zerrê xo ra kamci namê yeno va yi vaco. Ma pero zanimê kê çımo jü kê berba, çımo bin nêhuno! A ra rica u mıneta ma nawa kê zonê xo rê wayır vecimê. Ma nıwazenimê kê teng u teynayina zonê ma ser zobina thaba vacimê. Per u piya nae zanime. Hal u melalê zonê ma nawo wertê do. Nu hal na dem rut u repaliyo, bêwayıriyo, dina ra surgınıyo, teynayin u teberiyo…

Sarê ma; serê na serra newiyê de kê zonê ma teber do anca!
Ae mektebon ya ki televizonu kenê ya hama zonê ma ninan rayi kê teber do. Ma zanimê kê nayi zura khana hama bara zonê ma anca lal u kherriya. Qeseykerdoğê ni zoni ra ber wayirê zonê ma çino. Mektebê xo çino. Akademiê xo çino. Arsivê xo khemo. Nesirê xo senıko. Berbisê ma, jibiyaisê zav u zecê ma zedê ra ebê zonê ma niyo. Waxto kê nia bo; nu zon feki ma ra bıbıriyo, hewn u ğeyalê ma de mefeteliyo, bıvengiya na dina de mabenê herd u asmeni de zê jü sadowa zelalê bımano. A deqa de deceno roe pir u pirbabê ma; sıma zonê sari de biyê bılbıl hama e kê zonê xo xovira kenê, zonê sari fektê beno zengel, mezela zonê ma kıneno: ayıbo, vano; famkoriyo, bêbextiyo…

Sarê ma; rica u mıneta ma nawa kê ma per u piya ‘endi bes bo’ vacimê!
Çe u çeber de, ra u welağê de, dew u sukê de, kar u gurê de, ka u berbisi de, dugel be dugel surgın de, zerrê u teber de camatê zonê xo biyarimê têare, ebê zonê xo qesey bıkemi, bınusnimê, bıwanimê, bıvacimê. Nu dêno khan reyna barê vılê ma bo’ koti de beno bıbo, key beno bıbo, ma kê amayimê têlewê, zonê xo qesey bıkerimê, bara na mesela qesa xo jü kerimê, dec u dilega xo biyarimê vatenê…

Zonê ma textê mawo, nıka bextê ma do!
Dest bıdimê, veng bıdimê, pheşt bıdimê camat u hunerkaranê zonê ma rê. Têhet de biyarimê têlewê dileg u emegê zonê ma ser gureyinê. Camat u federasyonanê xo rê wayır vecimê. Bara zonê ma tenına raver şimemê. Vaz u awazê zonê xo zerrê ra bıhesnimê..

Sarê ma; zonê ma endi zê berbisê zerrê çeyi memano.
Serê na serra newiyê de rica u mıneta ma nawa kê; wertê zonê theyr u thüri de, wertê hewta u dı mıleti de, zonê mayi kê wes bo, ebê haştiya dar u beri, ebê zerrê weşiya der u cirani emrê xo bıramo..

Ebê na rica u mıneta serra sımawa newiyê xêr bo!..


Mehmet Çetin, Emirali Yağan, Ahmet Aslan
3e zemperiyê’09i, emsterdam


Ps: Bu metin ilk kez, 3 Ocak 2009 günü Amsterdam’da, Stichting Klam’ın organize ettiği etkinlikte okunmuştur.

***************************************************
***************************************************

METNİN TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

Sevgili halkımız;
Her yılın başlangıcında herkes dileklerini dile getirir. 2009’a adım attığımız bu günlerde bizim de insanımızın hoşgörüsünden bir ricamız olacak.

Bu dili konuşan her kim varsa; isteyen ona Kırmancki desin, isteyen Zazaki, Dımılki, Kırdki ya da “So-be” desin ama kim bu dilin gölgesinde hayatını sürdürüyorsa, kim bu dille ilgili olarak “anamızın ve babamızın dili, dedelerimizin nenelerimizin dili” diyorsa, bu dili içinden geldiği gibi adlandırsın. Hepimiz biliyoruz ki bir göz ağladığında diğeri gülmez. Onun için dilimize sahip çıkalım istiyoruz. Dilimizin içinde bulunduğu müşkül durum ve yalnızlık için başka bir şey söylemek istemiyoruz. Bunu hepimiz biliyoruz. Durum ortada. Bu durum yoksulluk, sahipsizlik, dünyadan sürgünlük, yalnızlık ve dıştalanmışlıktır…

Sevgili halkımız; bu yeni yılın başında da dilimiz yine dışarda kalmış durumda!
Okul ve televizyon kanalları açılıyor ama dilimiz bunların da dışında kalıyor. Biliyoruz ki bu da eski bir yalandır ama dilimizin payına düşen yine sağır dilsizlik. Bu dilin konuşanları dışında bir sahip çıkanı yok. Okulu yok. Akademisi yok. Arşivi eksik. Yayını az. Ağlayışımız, çoluk-çocuğumuzun inleyişi bizim dilimizle değil. Ne zamanki bu dil ağzımızdan kesilir, ne zamanki bu dil rüya ve hayallerimizde gezmeyi bırakır ve bu dünyanın sessizliği içinde yer ile gök arasında çıplak bir sedaya dönüşür işte o zaman dedelerimizin ve nenelerimizin ruhu sızlayacak. Başkalarının dilinde bülbül kesiliyorsunuz ama kendi dilinizi unuttuğunuzda başka diller ağzınızda kazma olup dilimizin mezarını kazacak, ayıptır diyecekler, düşüncesizliktir, acımasızlıktır…

Sevgili halkımız; sizden ricamız şudur ki, hep beraber “artık yeter!” diyelim.
Evde ve kapı önünde, yolda-yolakta, köyde ve kentlerde, işte, oynarken ve ağlarken, yurttan yurda sürgünlerde, dışarıda ve içerde dilimizin cemaatini bir araya getirelim, dilimizde konuşalım, yazalım, okuyalım, söyleyelim. Bu eski borç tekrar boynumuzun yükü olsun; nerde ve ne zaman olursa olsun, biraraya geldiğimizde dilimizi konuşalım, bu konuda sözümüzü bir edip ağrımızı ve dileklerimizi söze getirelim…

El verelim, ses verelim, omuz verelim dilimizin kurum ve emektarlarına. Dilimiz üzerine olan istekleri ve emekleri bir araya getirip çalışma yürütelim. Kurum ve federasyonlarımızı sahiplenelim. Dilimiz konusunda biraz daha ilerleyelim. Dilin sesini ve avazını birlikte duyalım…

Sevgili halkımız; dilimiz artık evin içindeki bir ağlayış olarak kalmasın.
Bu yılın başlangıcında rica ve minnetimiz şudur ki; börtü böceğin dilleri ve yetmiş iki milletin arasında bizim dilimiz de yaşasın, ağacın dalın barışıyla, konu komşunun iç rahatlığıyla ömür sürsün…

Bu dilek ve minnetimizle yeni yılımızı kutluyoruz!..

Mehmet Çetin, Emirali Yağan, Ahmet Aslan
3 Ocak 2009, Amsterdam

Ps: Bu metin ilk kez, 3 Ocak 2009 günü Amsterdam’da, Stichting Klam’ın organize ettiği etkinlikte okunmuştur.

(Türkçeye Çeviri: Eyüp Hanoğlu – Asmeno Bewayir)



Kaynak: http://members4.boardhost.com/derman/msg/1234918977.html



Z.Dersim
(şimdiye kadar 148 posta)
21.02.2009 21:03 (UTC)[alıntı yap]

Lamba yaniyorsa herkes içindir



Eger bir oda da bir lamba yaniyorsa odanin tüm sakinleri içindir. O lamba herkesin aydinlanmasi için yakilmistir. Eger günes gökyüzünde heybetlice gülümsüyorsa tüm dünyanin sakinleri içindir. Hata buna kainatin ’’sakinleri’’ içindir demek yerinde olur. Türkiye’de demokrasi lambasi yakilacaksa bu tüm ’’azinliklar’’ içindir. Hiç bir grup öcü, sorun ve engel yarataci olarak algilanmamalidir. Azinliklarin demokratik haklari, savas için degil baris içindir. Kardeslik içindir. Gelecegi mustulayan aydinlik içindir.

Yilbasindan beridir bir tartisma basini almis gidiyor. TRT 6’nin yilbasindan beridir sürdürdügü yayin hayatti suan Kürt dili, kültürü ve birligi açisindan çok iyi ve çok önemli. Bu noktaya bedelsiz gelinmediginide herkes bilmelidir. Yillarin çalismasi, teri/gözyasi ve kani vardir. Verilmis olunan bir mücadelenin eseridir, TRT 6. Armut agzima düsle, tarafsiz bir meydanda bir koltuga oturmakla lider olunmadigi gibi, ter/gözyasi dükmeden de öne konulan hedefe ulasilmiyor. Kürtler hedeflerine armut toplayarak ulasmadi...

TRT 6 medyanin hasmetli reklamiyla bir kürt kanali olmustur ve diger azinliklari temsil etmemektedir. Lansesini ve reklamini bilinçli olarak bastan beri bu dogrultuda yaptilar. AB’de aktif olan Kürt sorunundan dolayi, AB‘ye çözüm arayisina çare bulduk sinyali verildi;
’’- Bakin istediginizi yaptik. Kürtlerinde artik kendi kanallari var’’. Kürtlere kanal vermekle bu is bitmiyor. Kürtlerin dili artik dagli Türk’ün çikardigi ’’kart - kurt’’ sesi olmadigi kabulendi mi? Anayasada kanunen onaylanip resmi gazetede yayinlandi mi? Hayir. Peki bu isin ciddiyeti nerde? Herneyse dönelim sorularimiza ve konudaki çeliskilere. Kürtçenin sözlük kapisitesi 500 kelimeden fazla degildir denmiyormuydu? Eee simdi ne oldu, bakin simdi o 500 kelimeyle TV programi yapiliyor. TC üniversitelerinin dekanlari, profesörleri ve uzmanlari yillarca teoriler üretiler. Bu dille yazilamaz diye. Alin size bakin nasilda o besyüz kelimeyle ve o uzmanlarin önerisiyle bugün TC üniversitelerinde Kürdoloji bölümünün açilmasinin hazirliklari yapiliyor. Türkiye’de Zaza sorunu, öne sürdügüm bu 500 kelime oyunundan ve lehçe safsatasindan baska birsey degildir. Zazalarin basina takilan külah 500 kelime degil lehçe safsatasidir. Lehçe yalanidir. Lehçecilik hilesidir. TRT 6’de Kürtçe konusan sunucu Nilüfer Akbal, Kürtçe bilmeyen konugu sayin Ali Sürmeli’ye tercümanlik yapmaktadir. Ilginç…tercüman gerektiren lehçeler!

Peki, Zaza sorunun muhatabi kimdir sizce? Kiminle oturulacak? Kiminle tartisilacak? Türkiye Cumhuriyeti ve hükmeti Kürt sorununa çare ararken, TV açarken ve üniversite çalismalarini sürdürüken kiminle muhatap oldu? Demek istenince bir sorunun çözüm yaratan muhataplari bulunuyormus. Zazalarin dilini TV’de dinlemesi için, üniversitede Zazaloji bölümünün açilmasi için illahta daga çikmasi, kursun sikmasi ve kurban vermesi mi gerekiyor? Bence hayir. Kürt soununda nasil çareler ve muhataplar arandi Zaza sorununda da öyle muhataplar arnamalidir! Demokrasi çagimizin baris anahtaridir. Bir ülkeye demokrasinin lambasi yanacaksa bu herkes için olmalidir!

TRT 6’nin reklami Kürt kanali olarak yapildi. Türkiye’de ki medya TRT Ses-Sas adini kulandi. Basbakan sayin Erdogan Kürtçe olarak ’’TRT ses bi xayir be!’’ dedi mi? Dedi. Ne oldu? TRT ses artik Kürtçe bir kanaldir ve Kürt dilini temsil etmektedir. Peki Kürtlere TRT’den bir kanal hibe edilirken diger azinliklarin haklari unutulacak mi? Türkiye’ye artik demokrasi mi geldi? Ne münasebet. Dünyada kabulenemeyecegim birsey varsa o da kimligimin tartisma konusu yapilmasidir. Benim kimligim tartisma konusu olamaz! Eger TC ve uzmanlari Zazalar için bir muhatap ariyorsa onunda muhatabi PIYA, Kormiskan, ZazaPress, Çime, Tija Sodiri dergileri ve halen Almanya’dan raydo/TV yayini yapan www.RadioZaza.de Zaza sorunun muhataplaridirlar. Peki kimdir bu Zazaca yazanlar ve zamanini Zazacaya ayiranlar;

- Asmêno Bêwayir
- Baba Qef
- Cihat Kar
- Fahri Pamukçu
- Faruk Iremet
- Hakki Çimen
- Harun Turgut
- Hawar Tornêcengi
- Haydar Sahin
- Ibrahim Dogan
- Ismail Söylemez
- Kizil Zaza (Radio Zaza)
- Koyo Berz
- Mehmet Bingöl
- Mehmet Tüzün
- Rosan Hayig
- Sait Çiya
- Torne Thuji
- Zaza Dêrbekirij
- Zaza Yasar
- Zerwes Serhad
- Zülfü Selcan

Ben Siverek’liyim.
Yani Siverek’te dogdum.
Anadilim Zazacadir.
Bildigim ve konustugum dilleri sonradan ögrendim. Sonradan ögrenip konustugum bu diller bana yabanci dillerdir. Eger bir dille anlasmak zor ise ve bundan dolayi bir üçüncü dil devreye giriyorsa. Bu dillerin ayni dilin lehçeleridir demek yerinde olmaz ve bilimsel degildir. Ilkokul’da sinifimizda olan Kürt asilli arkadaslarimizla ortak dilimiz Türkçeydi. Siverek’te, rahmetli Ahmet Arif’inde dedigi gibi Zazaca, Arapça, Kürtçe ve Türkçe dört temel dildir. Bu dört halkin kulandigi ortak dil Türkçedir. Yoksa anlasamazlar. Tabii istisnalar kaydeyi bozmamakta. Sayin yöneticiler! Zaza yayini konusunda sizin muhatabiniz Zazalardir. Muhatap mi ariyorsunuz? Yardimci ve araci olayim. Demokrasinin lambasi yanacaksa hepimiz için yanmali ve hepimizi aydinlatmaldir.

Saygilarimla…

Faruk Iremet

2009-01-14


HomePage http://www.radiozaza.de/Lamba%20yaniyorsa%20herkes%20i%E7indir%20%20Faruk%20iremet.htm

http://www.forumromanum.de/member/forum/entry.user_288757.2.1106364854.lamba_yaniyorsa_herkes_içindir-pÍya.html

Z.Dersim
(şimdiye kadar 148 posta)
21.02.2009 21:08 (UTC)[alıntı yap]


Bielefel’de Dersim Paneli Yapıldı


Dersimnews/Bielefel




“TRT 7 Dersimce yayın yapsın”



11.01.09 tarihinde belediye salonunda yapılan panele ilgi oldukça yoğundu, yaklaşık 150-200 kişi katıldı. Bielefeld ve Çevresi Dersim İnsiyatifi tarafından organize etti. Açılış konuşmasından sonra sunuculuk da yapan İnsiyatif temsilcilerinden Cemalettin Özer “bu bölgede Dersim derneğimiz yok, biz de bu çalışmalardaki yerimizi almak istiyoruz. Bu ilk etkinliğimiz, bundan sonra etkinliklerimiz devam edecek. Sizlere bir anket dağatıyoruz. Neler bekleniyor, neler isteniyor. Bu ankatden çıkan sonuçlara göre biz de çalışmalarımıza yön vereceğiz” dedi.


Açılıştan sonra ilk sözü alan FDG Genel Başkanı Yaşar Kaya ise konuşmasında “Bu tür toplantılar artık Dersimce’de yapılmalı. Bu gün Dersimceyi öğrenerek konuşmaya başlayan çocuk yok gibi. Dersim’de geleneksel aile kalmadı. Evde konuşulmuyor, Cem’de konuşulmuyor, panelde konuşulmuyor peki bu dil nerede konuşulacak. Panelistlerin konuşmadığı, anne ve babanın evde konuşmadığı bir dili çocuklar neden konuşsunlar, neden değer versinler. Federasyon derneklerimizin yaptığı dil kurslarına 100 üzerinde öğrenci katılıyor ve ilgi çeken bir nokta ise katılımcıların yaş ortalaması 14 ile 20 olması. Gençlerimiz diline ve geleneklerine sahip çıkıyor, bu gelişimin farkında olup desteklemeliyiz”


Kaya konuşmasının ilerleyen bölümünde bir soru üzerine TRT 6 ve Kürtçe yayın hakkında ise şu açıklamayı yaptı “TRT 6 de Kürtçe yayınların yapılması önemlidir. AKP’nin bu adımı atmış olması bu gerçeği deşiştirmiyor. Bir toplumun konuştuğu dilin zenginlik olarak görülmesi, yaşam hakkının olduğunun tanınması ve pratik bir adım atılması önemli bir zihinsel değişikliktir. Dersimce bir lehçe değil ayrı bir dildir bu dile diğer bölgelerde Dımılki ve Zazaca de deniliyor. Dersimliler ise dillerine Kırmancki / Dersimce diyorlar. Bu dil Türkiye’de önemli bir nüfus tarafından konuşulmaktadır. Tükiye’de konuşulan pek çok azınlık dili vardır, bu diller ile de yayın yapılmalıdır. TRT 7 Dersimce yayın yapmalıdır. Bu konuda bazı girişimlerimiz var. Federasyonumuz Milletvekilleri, belediye başkanları ve diğer kitle örgütler ile görüşme halindedir, ortak bir isteği dillendirmek istiyoruz. Dersimliler olarak biz de anadilinden yayın istiyoruz, TRT 7 Dersimce de yayın yapmalıdır

Dersim tarihi konusuna da değinen Kaya “Maalesef yazılı kaynaklara sahip değiliz. Dersim tarihi, sözlü tarihtır. Yazılı olan ise misyoner raporları, gezginlerin seyehat notlarıdır. Son dönemde Dersimliler tarafından yapılan araştırmalar önemlidir ve gelecek için umut vermektedir. Esas olan bir toplumun kendisini nasıl tanımladığıdır, kendi tarihini nasıl anlattığıdır. Biz büyüklerimizin anlatımlarına değer vermeli ve onlardan öğrenmeliyiz. Büyüklerimiz ne derlerdi ‘ma nê Khurime, nê Tırkime, nê ki Zazayime, ma Kırmancime, ma Ewladê Kerbelayime’ derlerdi. Bir gerçek var ki Dersim’in binlerce yıllık tarihi var, Osmanlıda, Dersim var, Cumhuriyette, Dersim var, Kurucu Meclis’de Dersim Mebusları ayrıdır, Türk Genel Kurmayın yazdığı raporların adı bile Dersim Raporlarıdır. Dersim kültürü modern bir kültürdür, kadın hakları, insan haklar, doğaya saygı, çok dilliğe ve inançlılığa saygı ile adeta Anadolunun yaşayan ruhudur. Şimdi bunu yaşlatmak bizim boynumuzun borcudur. Biz Dersime sahip çıkarsak başkaları da ilgilenir, biz Dersime sahip çıkmazsak başkaca da kimse sahip çıkmaz. Başkaları en fazlasından kendi politik çıkarları için Dersim Davasını kullanırlar. Dersimin binlerce yıllık tarihi küçük grup çıkarlarına kurban edilemez. Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu iki yıl boyunca ısrarlı bir tarzda Dersim 38 ve Seyitlerimizin mezarlarının yerini sormasaydı, bu gün bu dava bu kadar ilerleyebilir miydi? Menmuniyetlen görüyoruz ki artık Dersimliler davalarına sahip çıkıyor. Ancak bu yeterli değil panellere, gecelere katılıp evinde oturmaklan bu dava ilerletilemez. Dersim derneklerine üye olun, etrafınızda çalışmalar başlatın. Federasyona maddi ve manevi yönden sahip çıkın. Birlik olalım, laf değil, iş yapalım ki davamız ilerlesin. Şubat ayında Ankara’ya gidip Seyitlerimizin 72 yıldır kayıp olan mezarlarını soracağız. Seyitlerimizin mezarları kutsal Dersim topraklarına taşınıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.”


"Dersim de Fetullah okullarının olması utanç verici"


TUDEF Genel Başkanı Özkan Tacar ise Dersim’de ki aktuel durum üzerine konuştu. Konuşmasına “ma ve xêr di” diye başlayan Tacar “TUDEF Türkiyede örgütlü bulunan 22 Dersim Derneğinin biraraya gelmesi ile kuruldu. Bize bağlı olmayan ama bizim ile beraber çalışan 10 kadar daha dernek var. Dersim’i yok etme planları ne yazık ki önemli ölçüde başarıya ulaşmıştır. Dersim’in kesin nüfusu bilinmemekle beraber bir milliyonun üzerinde olması gerekirken bugün Dersim de 79.000 kişi yaşamaktadır. Türkiye’de yapılan darbeler ile faşist bir rejim işbaşına getirildi ve Dersim’de terör uygulandı. 94 de köylerin zorla boşaltılarak yakılması ile de Dersim adeta insansız bir coğrafyaya çevrilmek istendi. Bu gün zarar ziyan komisyonları tarafından 5233 sayılı yasa ile evleri yakılmış yıkılmış insanlarımıza üç beş kuruş vererek kağıtlar imzalatılıyor. Başvurular breysel yapılıyor, merkezi bir kurum yok. Avukatlardan aldığımız bilgilere göre 20.000 kişi müracat etmiş. Bu rakamın kendisi bile Dersime yapılanların boyutunu gösteriyor. Bu davaların da takipçisi olacağız gerekirse AHİM’e taşıyacağız. Barajlar ile siyanür ile altın aranması ile Dersime son darbe vurulmak isteniyor. TUDEF bu konuda mücadelesini kararlılıkla yürütmektedir. Dersim’de insanlar cenazelerini kaldırtacak kişi bulamadıkları için cami hocasını çağırmaktadırlar. Fetullah Gülen okulları açılmakta ve ilgi görmektedir. Bu Dersimin onuruna dokunmaktadır. Dersim yanlızca bombalanarak, köyler boşaltılarak tarhrip edilmiyor ama aynı zamanda Kızılbaş İnancı tahrip ediliyor, dili yok ediliyor. Aç bırakılan Dersimlilere koruculuk dayatılmaktadır. Dersim Halkı bu onursuzluğu asla kabul etmeyecektir.


Dersim’e yapılan yatırımları destekliyoruz. Munzur A.Ş bu gün pek çok Dersimli için ekmek kapısıdır. Dersim A.Ş nin yaptığı mandıra çalışması bitmek üzere, arıcılık yapılıyor, şarapçılık planlanıyor. Bize Dersim’e yapılan her yatırımın destekçisi olacağız.”


Konuşmasının son bölümünü ise Dersim’de seçimlere ayıran Tacar “Mart ayında belediye seçimleri yapılacak. Devrimci demokrat ve ilericiler kendi konumlarını gözden geçirmeliler. DTP kendi adayını dayatmaktadır, EMEP kendi adayını dayatmaktadır, ittifak girişimleri ise devam etmektedir. Biz TUDEF olarak arabulucu olduk. Çünkü biz demokratik bir Dersim kurumuyuz ve içimizde pek çok fikirden insanlar var. Bu konumumuz ile Dersimlileri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Dersim’i AKP’ye kaptırmayacagiz” dedi.


"Munzur akmazsa Dersim biter"


Konuşmasına bir sunumlan başlayan Prof. İlyas Yılmazer “Türk halkını kandırıyorlar, bu barajlar yapılmazsa karanlıkta kalırız deniliyor. Ya bu barajlar yapılsa, tam kapasite ile çalışsa bile ancak ihtiyacın binde birini karşılıyor. Diğer bir yalan ise ‘buralar teröristlerin geçiş yerleridir’ ya o vadiyi geçmek şimdi bir saat ise ora suylan dolduğunda şişme bot ile on dakikada geçecek. Eğer ekolojik denge ile oynanırsa yeraltı suları zehirlenecek, bu da yaşamın ölmesi demektir. Munzur akmazsa Dersim biter. Bu topraklar bırakın Türkiyenin dünyanın en güzel yerleridir. Korunmalıdır. Elektirik mi istiyorlar ben daha fazlasını Sarısaltık projesinden onlara sağlıyacam. Burada kar mı var? Hayır sırf faize verilen para ile yapılacak rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ile daha fazla temiz enerji elde edilir. Bu gün dünyanın en değerli şeyi sudur. Değerlerimize sahip çıkalım” dedi.



http://www.dersimnews.com/guncel/313-Dersim-de-Tahribat-Paneli-Yapildi.html

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 301
Bütün postalar: 672
Bütün kullanıcılar: 736
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.  
 
Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono. Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden