Bilinenler ve Bilinmeyenler



İnsan, hiçbir zaman, her şeyi, ayna anda bilme şansına sahip olamaz, (felsefe).

Bazen, bir şey veya bir kişi hakkında herşeyi veya en azından birçok şeyi bildiğimizi sanırız. Ama çoğu zaman da yanılırız. Mesela Dersim’de, Dersimlilerin genelde barajlara karşı olduğunu düşünürüz veya öyle biliriz. Ama yakından bakınca, durumun tam da öyle olmadığı görülecektir. FDG ikinci genel kongresinde konuşan Sol Parti Federal Milletvekili Sayın Hüseyin Kenan Aydın, binbir güçlükle Dersim’e, başta Munzur olmak üzere yapılmakta olan barajlar konusunda gönderilmesini sağladığı heyetin, iyi intibalarla dönmediğini belirtti. Dersimlilerin, özellikle de bölgede yaşayanların soruna yeterince sahip çıkmadığını ama Hasankeyf’e bölge insanın daha güçlü sahip çıktığını vurguladı.

Dersim’in taa Osmanlı döneminden beri, sular altında bırakılmak istendiğini, resmi kayıtlardan, belgelerden biliyoruz. Mesela 19.yüzyılın ikinci yarısında Erzurum müşürü Semih Paşa’nın “….Dersim dahilinde mühim noktalara Blokhavuzlar inşası ve bunları yekdiğerine telgraf hatları ile rabt suretiyle Dersim asayişi üzerinde müessir olmak ve binnetice Dersimde sükünu temin ederek bu halkı kazanmağı düşünmüş ise de, bu arzularını tatbika muvaffak olamamıştır“ şeklindeki düşüncesini bilinmektedir. (Dersim, JGKR, sf.108, Kaynak yy 1998/2.baskı.

Peki, siz Tunceli bağımsız milletvekili sayın Kamer Genç’in Dersim’de barajların yapılması için çalışmalar yaptığını biliyor muydunuz? Gelin kendisinden dinleyelim: ………………

“Bir dönem ben bütçe komisyonuna da üyeydim. Şimdi de Sinan Bey üye. Dediler ki, herkes kendi iline 150 milyarlık yatırım götürsün. Biz oraya baraj yapımını programa aldırdık“ (abç. “… Oraya ekonomik yatırım yapma gücümüz var, ama ortam yok. Uzunçayır barajını alan müteahhit diyor ki“
„Vali Bey’e gittim, Konaktepe baraj alanına gitmek istiyorum. Vali bana oraya gidebilmen için ‘çok büyük bir askeri güç vermem lazım‘ dedi, gidemedim.“ (Külden Evler, Cemal Taş, sf.36-37).

Evet, bu sözler Tunceli bağımsız milletvekili sayın Kamer Genç’e ait. Tabii Kamer Genç’in tam olarak nasıl bir rol oynadığını bilemem. Bu konuları daha yakından bilen ve takip edenlerin açıklamalarına ihtiyaç var. Ama kendi itirafı ile Kamer Genç’in ve onun iması ile Sinan Yerlikaya’nın ve adlarını şu anda bilemediğim daha başkalarının parmaklarının da işin içinde oldukları anlaşılıyor.

Burada kişisel olarak sayın Kamer Genç ile bir problemim olmadığını vurgulamalıyım. Ama şunu da eklemekde yarar görüyorum. Dersim’in değerlerine bağlı olduğunu iddia edenlerin, kendini aydın ve ilerici görenlerin veya lanse edenlerin, Kamer Genç şakşakçılığını veya yalakalığını yapmalarını anlayamıyorum.

“Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş” misalinin, bu tip Dersimliler ve Kamer Genç için cuk oturduğunu söyleyebiliriz. Merak edenler, bunun hikayesini de aşağıdaki Linken okuyarak öğrenebilirler: http://www.canfrm.com/dini-hikayeler/tencere-yuvarlanmis-kapagini-bulmus-7109.html

Bu vesileyle sevgili Cemal Taş’ın Külden Evler adlı çalışmasını burda anmak istiyorum. Dersim 1937-38 kırımlarının bir devamı niteliğindeki, 1994-95 köy yakma, köy boşaltma, sürgün ve katliam öykülerini, daha yakından öğrenmek isteyenlerin, ‘Külden Evler’i mutlaka okumaları gerekir. Ayrıca 1937-38’i yaşamış kuşağın son temsilcilerinden bazılarının, 1994-95’deki paha biçilmez anlatımlarını kaydetmenin de farklı bir değeri olacağı kuşkusuzdur. 1994-95 köy yakma, köy boşaltma, sürgün ve katliam olaylarının canlı tanıkları, büyük oranda yaşayor. Bunları kayd etmek, film ve kameraya almak bütün Dersimliler için bir görev olmalıdır. Cemal Taş, tanık ve belgelere dayanan derleme çalışması ile iyi bir iş yapmış ve Dersim tarihinde önemli bir süreci ifade edecek olan bir dönemeci gözler önüne sermiştir.

30.01.09

M. Hayaloğlu

http://www.sansaderesi.com/article_view.php?id=636

MUNZUR'DA SİYANÜRLE ( ÇED'siz ) ALTIN İŞLETME RUHSATI VERİLMESİ , DOĞAL YAŞAMA ÖLÜMCÜL ETKİLERİ

e-mail: soylemezibrahim@hotmail.com

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yürürlük tarihi 05-03-2007 bitiş tarihi 05- 03-2017 sicil no:53779 ve yürürlük tarihi 06-07-2004 bitiş tarihi 07-07-20014 sicil no:45289 tarihlerini kapsayan işletme ruhsatları Tunceli ili Ovacık ilçesi Topuzlar (Kızılveran mıntıkası ve Kara yonca (pardi) köyleri ile İl merkezine bağlı Geyik suyu (dest) köyünde Rio Tinto Madencilik A.Ş (Dünya çapında sicili karanlık ve kanlı şirket) ye ÇED raporu aranmaksızın işletme ruhsatı verilmiştir. Bu veriler Enerji ve tabi kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Tunceli Valiliğine bilgi edinme yasası kapsamında tarafıma gönderilen resmi bilgilerdir.

Munzur havzasında siyanürle altın işletmeciliğinin doğal yaşama, çevreye canlılara ve insan sağlığı üzerinde kalıcı ve ölümcül etkileri olacaktır.

Keban baraj gölünün önemli kaynaklarından biri olan ve Munzur vadisi milli parkından boydan boya akan Munzur suyunun kaynak alanı ve ırmağını besleyen derelerin bulunduğu mıntıkada altın işletme ruhsatı verilmiştir.

İşletme ruhsatlarında Çevre ve Orman Bakanlığınca tarafıma gönderilen 20-02-2008 tarih ve 3019 sayılı resmi yazıda 2872 sayılı Çevre kanunu ve bu kanuna istinaden yürürlüğe giren ÇED yönetmeliğinin 17.maddesi gereğince ''Çevresel Etki Değerlendirilmesi gerekli değildir.'' kararı verilmiştir gerekçesi ise Rio Tinto Madencilik A.Ş. ruhsat başvurusundaki ''Proje tanıtım dosyasında açık işletme yöntemiyle madenin çıkarılıp değerlendirileceği, çıkarılacak malzeme stoklanarak daha sonra zenginleşme tesisi kurarak stoklanan malzemeler işlenecektir.'' denmektedir. Sağlık bakanlığınca tarafıma gönderilen 27-02-2008 tarih ve 6531 sayılı resmi yazıda altın işletmeciliğin siyanürsüz mümkün olmadığını İZMİR- Bergama altın madeni işletmesindeki uygulama emsal gösterilmektedir.

Altın işletme ruhsatının verildiği Kızılveran mıntıkasında Kızılveran çayı 1km mesafeden, Kızılcasuyu (Havaçur çayı 2km mesafededir.

Munzur ırmağının kaynak alanı 3 km mesafede olup Munzur A.Ş. ye ait , yurtiçi ve yurtdışına ihraç edilen Munzur içme suyu dolum tesisleri mevcuttur. Munzur suyu alabalığı ile ünlü yüzlerce su ürünü yaşamaktadır. Ovacık İlçesinde sulu tarım yapılmaktadır. Bölgede yüzlerce çeşit yabani hayvan yaşamakta olup canlılar ve tarım ürünleri üzerinde siyanürün olumsuz sonuçları olacağı bilim otoriteleri tarafından tespit edilmiştir

Altın işletmeciliğin de kullanılacak siyanür ve diğer kimyasallar havuzlarda muhafaza edileceğinden, bölgenin 1. derecede deprem bölgesi olması olası bir depremde havuzların zarar görmesi 'Çernobil' çevre, insan felaketine neden olacaktır.

Altın işletmeciliğinin yapılacağı bölge ovacık köylüleri ile Çemişgezek, Pertek ilçelerinde geçimlerini hayvancılıkla sağlayan, yazları Munzur–Mercan dağlarına yaylaya çıkan halkın hayvanlarını konaklayıp otlattıkları meralardır, dolayısı ile altın işletme sahası ve çevresi hayvan otlak alanıdır. Bu hayvanların et ve süt ürünleri insanlar tarafından tüketilmektedir.

Siyanür ve diğer kimyasallar la yapılacak işletmeciliğin çevreye, canlılara
verdiği tahribatlar ortadayken bu hayvansal ürünleri kullanacak insanların sağlığı üzerinde kısa-uzun mesafede hayati tahribatlara neden olacaktır.

Siyanürle altın işletmeciliğinin üretim öncesi, esnasında ve sonrasında ne tür önlemlerle canlı hayata yer altı, yer üstü sulara doğal bitki örtüsüne madenin topraktan ayrıştırılması sonucunda kimyasal atıkların muhafazası rehabiletesinin yapılmaması (yurt içi ve yurt dışındaki doğa katliamı örnekleri ) çevreye, canlılara ve insan sağlığına ölümcül etkileri olacaktır.

Bu ölümcül tehlikeyi durdurmanın yolu yerelde, il dışında örgütlü tüm Tunceli dernekleri ve diğer kurumlarla ortak mücadele edilerek, ülkede örgütlü bulunan İzmir Bergama, Uşak Eşme, İliç Çöpler köyü, Balıkesir-Çanakkale Kaz dağları platformları ile diğer çevre örgütleri ile dayanışma içerisinde kamuoyu oluşturarak bu doğa katliamına karşı baskı unsuru oluşturularak engel olunabilinir.


e-mail: soylemezibrahim@hotmail.com

http://dersimhayat.com/soylemez2.htm

http://www.tudef.info/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&p=276#276