Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono.
   
  SIMA XÊR AMÊ! DERSİM ZAZA PLATFORMUNA HOŞ GELDİNİZ!
  Dersim Ermenileri
 

 


Dersim Otonomu Ermenileri  



R.H. KEVORKIAN P.B. PABOUDJIAN  çev: S. Zulalyan

Dersim sancağı bin yıllık küçük asya tarihinde tamamen kendisine özgün bir yer kaplar. Ormanlarla kaplı dağlardan meydana gelen bu "ada", çağların derinliklerinden gelen ve kendi kendine katlanan insan topluluklarıyla tarihin sınırlarında bulunmuştur. Antik çağlarda birçok Ermeni prensliklerine bölünmüş olan bölge, tarihin kimi dönemlerinde gelişkin hristiyanliğin yaygınlığına tanıklık eden (107 kilise, 50 manastır) göz kamaştırıcı yapılara ragmen, bölge hiç bir dönemde tamamen Ermenileştirilememiştir.(Hıristiyanlaştırılamamıştır çv.)

Dört bir tarafı kuşatılmış olan bölgenin halkı, dışardan gelen her türlü boyun eğdirme girişimine sürekli karşı durmuş, Osmanlı iktidarına boyun eğmemiş, Osmanlı bürokrasisinin her türlü baskısına direnmiş ve asla vergi vermemiştir. Hiç bir ciddi nüfus sayımının olmadığı dikkat çekicidir. Öyle ki, Osmanlı döneminde bölgedeki köylerin adları dahi bilinmiyordu. Ancak Kemalist dönemde, 1937 de dağlıların direnişi tamamen kırılmış ve Türk ordusu bölgeye girebilmiştir.
Tehlikeleriyle ün salmış bu yöreye hiç bir batılı seyyah uğramamıştır. Ne de misyonerler bu bölgede macera peşinde koşmuştur. Yalnızca, bölge beylerinin koruması altında bazı Ermeni tüccarlar ve cesaretli yüksek kilise görevlileri riskleri göze alarak bölgeye girmişlerdir.

İşte bu az sayıdakı tanıklıklar sayesinde, 1. dünya savaşı öncesi bölgenin durumunu yaklaşık olarak gözler önüne serebiliriz.
Bu dönemde İstanbul Ermeni Patrikliğince yapılan sayıma göre, bölgede Ermeni Apostolik Kilisesine bağlı 16657 kişi vardı. Bölgenin güney ve güney doğusuna fii tarihinde Iran Horasanından gelip yerleştiği varsayılan Seyit Hasanlar ve Sancağın geri kalanında, girilmesi en zor olan bölgelerde bulunan "Dersimliler" bölgenin temel etnik yapısını oluşturuyordu. Ermenice-Kürtçe karışımı bir diyalekt konuşan Dersimliler bölgenin yerli halkı, kimi araştırmacılara göre 'Proto-Ermeniler'di.


Bölge halkının bir kesimi yaşama biçimleri açısından 'Türkleştirilmesine' (Müslümanlaştırılmasına çv.) rağmen, bu iki etnik grubun ezici çoğunluğu, -özellikle Dersimliler- çeşitli etkiler altında kalmanın sonucu; ilkel inançların çeşitli aşamalarını, Zerdüştlüğü, Hıristiyanlığı ve Müslümanlığı bağdaştıran bir inanç bütününe göre yaşıyorlardı.
Kendi içlerine tamamen kapanmiş olan bölgenin Sünni Müslümanlari ve Osmanlı iktidarı, bu insanları kuşkuyla, hatta kimi gizli dini ayinlerini aşağılıyıcı bir gözle izliyorlardi. 'Kızılbaş' diye adlandırdıkları (Iran Türkmen boylarında erkeklerin taşıdığı kızıl takkelerden esinlenerek verilen ad) bu insanlari 'gavur' (inançsız) olarak sınıflandırıyor ve hristiyanlarla aynı kefeye koyuluyordu.

Aziz Sarkis tapınmalarına paralel kutlanan (Hızır Ilyas çv.) yedi günlük oruç, ya da oniki havari, oniki imam paralelliği, Aziz Haç, 'Haké Soun' (Kırmızı yumurta bayramı yani paskalya, HıristiyanErmenilerle birlikte kutlanır) gibi dışa yönelik kutlama ve ibadetler Ortodoks Müslümanları çileden çıkarmaya yetiyordu. Bu Batinîliğin muminleri doğuya dönüp dua ederler, hamur teknesinden çıkmış henüz pişmemiş ekmeğin üzerine haç işareti koyarlar, her firsat da Ermeni manastırlarını ziyaret eder, bu manastırları kendi ulusal varlıkları gibi dışardan gelen tehlike ve saldırılara karşı kahramanca korurlardı. Ali, Hüseyin ve Musayı her zaman anmalarına rağmen Ramazandan habersizdiler. Hazırlanmış bir düzene göre en bilgililerin öncülüğünde evlerde kapalı olarak danslar ve şarkılar eşliğinde yapilan ayinlere herkes katılırdı. Bu ayinler, hemen hepsi ayni aşiretin üyesi din görevlilerinin gözetiminde olurdu.

Aşiretler arasında Mirakyanlar ve Der Ovanlılar apostolik Ermeniydiler. Mirakyanların yerleşim yöresi, Dujige doğru Cukur, Hakiz ve Torud'a doğru geniş bir alana uzanıyordu. Savaşçı özellikleri ve cesaretleriyle diğer aşiretler arasında tanınmışlardı. Gerektiğinde 3000 bin savaşçıyı bir araya getirirlerdi.

Biliyoruz ki Mirakyanlar Osmanlı ordusuna karşı sürekli savaşmışlar ve Osmanlı'nın Dersime yönelik her türlü girişiminin önünü tıkamışlardır. Hayvancılık, halı ve kilim dokumacılığıyla uğraşan bu aşiretin üyeleri 1890'larda güneye doğru yayılmaları sonucu 1915'de bir kısmı tasviye edilmiş, kalanlar ise Dersim'in dağlarına sığınmıştır.

Aşiretçiliğin ve yarı göçebeliğin egemen olduğu Dersim'in 'Sığınak Dağları', bölgedeki yerleşik unsurların da zamanla göçebeliğe geri dönüşüne neden olmuştur. Mirakyan fenomeninde görüldügü gibi dışardan ve komşu topluluklardan gelen baskılara etkili karşı koyabilmek için yeni koşullara ayak uydurmuşlardır. Yerleşik bir toplumun göçebeliğe geri dönüş fenomeni başka bölgelerde de görülür. Mok's ve Shadakh ayni süreci yaşamıştır.


Dersimdeki tapınaklardan en çok ziyaret edilenleri -bütün inanç gruplarının karışık olarak- hac görevlerini yerine getirdiği 'Surp (Aziz) Sarkis'dir. Batı da Kızıl Kilise ve Dujig de Halvori'ye yarım saat uzaklıktakı 'Surp Garabet Vank'ı (Manastır) son yıllara dek faaliyetini sürdüren tek tapınaktı. Surp Garabet Vank'ında büyük bir aile yaşar ve ailenin şefi de Vankın en yüksek yetkilisiydi. Bu görev amcadan yegene geçerdi. Arşeveklik düzeyinde (Ermeni Apostolik Kilise hiyerarşisinde üst bir makam çv.) bir yetkiye sahip Surp Garabet Vankı, 1860'dan sonra giderek artan saldırılara katşı koyamamış ve soykırım öncesi önemini yitirmişti.

Dokuzuncu yüzyılda kurulan Yergayn'daki Kızıl Vank'da Dersimin önemli bir hac yeri, ziyertgahiydi. Dersim'in 'Kizilbaş' beylerinin koruyuculuğuna sahipti.

Raymond H. KEVORKIAN & Paul B. PABOUDJIAN


Les Arméniens dans l'Empire Ottoman à la Veille de Génocide
(Soykirim Öncesi Osmanli Imp.'da Ermeniler) s. 381-382
Editions d'Art et d'Histoire ARHIS 1992

 

http://www.dersimsite.org/sancakdersim.html


 
 
Resimde görünen Ermeni olmayan iki Dersimli kadın (ARMENIE 1900 sayfa 36)  
 
  Bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.  
 
Serê na dinade theyr u thur zonê xo de waneno. Qılancıke qiştnena, hes lımeno, kutık laweno, verg zurreno, ga qorreno, bıze qırrena, phepug waneno. Vas hencê xo sere rewino. Kam ke aslê xo inkar keno, wele erzeno rêça xo sono. Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden